|
|
|
|
|
|
'Bazı oyuncular yıllarca saçının şeklini değiştirmez'
Sumru Yavrucuk oyunun Shakespeare'den Can Yücel'e kadarki değişim yolculuğunu da şöyle anlatıyor: "Shakespeare kendi de söylüyor: 'Bu oyun zaten sabun köpüğü gibi bir oyundur. Buraya gelin, eğlenin ve dönün gidin. Niye böyle bir oyun yazdım, diye de beni sorgulamayın,' diyor. Böyle bir felsefeye, böyle bir adamın karşısına Can Yücel çıkıyor. Onun üslubunda ahlaksız teklif, argo var. Bu iki büyük adamın işleri bir araya gelince gerçekten de Bir Yaz Gecesi Rüyası'nın Türkçe söyleyeni olarak çıkıyor karşımıza Bahar Noktası. Türk örf, âdet ve kültürü, bizim jargonlarımız o kadar yerleşik ki. Shakespeare'in oyununu bilmesek 'Bu oyunu Can Yücel yazmış,' diyebiliriz.'' Yavrucuk, oyunun en çılgın karakterlerinden biri olan Müzeyyen'e hazırlanırken epey zorlanmış: "Müzeyyen o kadar vahşi, sözünü esirgemeyen bir kadın ki onu nasıl sahneye taşıyacağımızı bilemedik. Görmüş geçirmiş, erkek gibi bir hatun. Aralarındaki çekişme sonucunda Babaron çok öfkelenir ve Müzeyyen'e büyü yapar. Müzeyyen gözünü açtığında ilk karşısına çıkana âşık olacaktır. Karşısına eşek çıkar ve o büyünün etkisiyle eşeğe âşık olur. Eşek de aslında büyü sonucu eşek olmuştur.'' Yavrucuk, orta yaşlardaki anne rolünde izlediğimiz Yabancı Damat'tan sonra Müzeyyen rolünün seyirci için sürpriz olacağını söylüyor: "Vücut dili çok önemli. Galiba rolü seviyorum ben. Oyunu sevdiğiniz zaman zaten vücudunuz, kalbiniz ve aklınız onun gereğini yerine getiriyor. Bazı aktörler kendilerini, kendi seslerini, fiziklerini daha çok sever. Şaşırıp kalıyorum, yıllarca saçının modelini değiştirmeyen oyuncular vardır. Ama rolü severseniz o rol size başka yollar sunar."
|
|
|
|
|
|
|
|
|