Seçim sonrasında yeni programla ekonomik durgunluk mu var?
IMF ile beşinci gözden geçirme çalışmaları devam ederken Türkiye'ye gelen IMF Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky'nin şu sözleri ekonominin gelecek dönemine ışık tutacak nitelikte: " Türkiye ekonomisi başarı sağladıkça her türlü cari açık sürdürülebilir. Önemli olan mali disiplin, yapısal reformlar ve düşük enflasyon hedefinin tam olarak uygulanması. Türkiye, inanıyoruz ki, 2007 yılında da mali disiplini sürdürürse seçimlerden sonra cari açıkla ilgili riskin de düşüşe geçeceğini göreceğiz." Başkan Yardımcısı'nın bu sözlerini ANKA Ajansı'nın bülteninden aktardım. Aynısını günlük gazete ve diğer ajanslarda bulamadım. Ama yaklaşık bir şekilde vardı. Çeviri nüansları veya hataları olabilir.
Hedef cari açık Bu sözlerden ve satır aralarından varılabilecek sonuç şu: Seçime kadar enflasyon hedefinden daha ziyade cari açık kaynaklı bir sorun yaşamamak için, mali disiplin yani yüzde 6.5'lik faiz dışı fazla sürdürülmeli. 2007 Bütçesi tanım gereği zaten seçim bütçesi ama yüzde 6.5'lik oranın tutturulması önemli. Bunun yüzde 5'lik kısmı merkezi bütçeden yüzde 1.5'i KİT'lerin kârlarından gelecek. Bu açıdan KİT ürünlerine zam yapmak da normal karşılanmalı. Kamusal ürünlere yüklü zam yapılması, hatta bazı dolaylı vergilerin artırılması enflasyonda istenilen hedefe varmayı zorlaştırıyor. Bu açıdan yüksek faize devam edilecek. Yüksek faiz de seçime kadar olan dönemde hem dışarıdan sermaye girişini teşvik edecek ve cari açığın finansmanını kolaylaştıracak, hem de enflasyonun kontrol altında tutulmasını sağlayacak. Bunun özeti, seçime kadar öncelik enflasyon değil, mali disiplin ve onun katkısıyla cari açığı çok riskli hale getirmeden idare etmek.
Başka seçenek yok Seçim sonrasında ise cari açığa yönelik önlemlerin de alınacağı yeni bir programa başlamak mümkün. En azından Lipsky'nin sözleri doğruysa ve Türkiye de IMF ile yola devam edecekse böyle olacak. Aslında IMF'siz yola devam etmek isteyecek hükümetlerin de başka seçeği yok gibi görünüyor. Seçim sonrasında cari açığı kontrol altına alacak yeni bir program mantıklı da. Çünkü IMF ile yürütülen mevcut program 2008'in ilk çeyreğinde son buluyor. Büyümeden ödün vermeden de cari açığı düşürmek en azından ekonominin yapısını değiştirmeden mümkün değil. Üstelik seçim yeni yapılmış olduğundan büyüme iktidardaki hükümetin birinci önceliği olmayabilir. O nedenle de bugünkü iktidar bunun önlemini alamıyor, almaya yanaşmıyor.
Büyümenin faturası IMF'nin yaptığı ise seçime kadar durumu kurtarmaya çalışmak ve seçim sonrasında Türk Hükümeti de isterse işi birlikte toparlamak. Eğer işler böyle gelişecekse, seçim sonrasında Türkiye'yi muhtemelen bir ekonomik durgunluk bekliyor olacak. Bu da son yıllardaki hızlı büyümenin faturasının seçim sonrasında ödenmeye başlanacağına işaret ediyor.
Sonuç "Dağ başı dumansız olmaz" Türk Atasözü
|