|
|
Dalya dediğin işte böyle olur
AVRUPA Yakası'nın 100. bölümünü, dizinin ekibi ile birlikte izledim. "Ekip" kelimesinin o yakada sadece bir kelimeden ibaret olmadığını o gece daha iyi anladım. Onlar birbirlerine kenetlenmişlerdi. Dizi çekmekle yetinmiyor, birlikte eğlenmeyi de biliyorlardı. Avrupa Yakası'nın 100. bölümüne ulaşması ve 200'e doğru yol almasında bu ekip ruhunun etkisi büyüktü. Son bölümde gözümden yaş aktı. Hele o gazino sahnesi yok mu? Gülse Birsel'e bir kez daha "Helal olsun" dedim. 4 as oyuncunu yitireceksin, yenilere uygun elbise biçeceksin, umutsuz eleştirilere göğüs gereceksin, aynı kıvamda (hatta daha iyi) yazmaya devam edeceksin ve onca yetenekli oyuncunun arasında ezilmeden, şahane rol keseceksin... Tolga Çevik, Mükremin üniformasını çıkardığından beri döktürüyor. Peker Açıkalın'ı övmekten yoruldum. O benim alnımı açık etmekten yorulmadı. Hasibe Eren her bölümde biraz daha devleşiyor. Hele o şıpıdık terlikleriyle kırıtarak yürümesi yok mu?.. Gazanfer Özcan ile Hümeyra'yı kritik etmeye zaten kalemim varmaz. Engin Günaydın'a övgü düzmeye ise dağarcığım yetmez. Ve Tacettin'i oynayan Veysel Dikici... Hani gizli oyun kurucular vardır. Rakip tarafından marke edilmesinler diye teknik direktörler onlara "gizli" ama "önemli" görevler yükler. Veysel işte o oyunculardan... Adı geçmeyenler sakın alınmasın. Bu köşede Avrupa Yakası'na daha çoook yer var... 100. bölümün birlikte izlendiği o gecede kasılarak yürüyenlerden biri de bendim. Ata Demirer ve diğerlerinin ayrılmasından sonra, herkes Avrupa Yakası'na mezar yeri ararken, "Bu dizi yeni sezonda da kahkahanın adresi olacaktır" diye yazan kişi olarak...
|