|
|
|
|
|
Zaman kalmadı harekete geçmek lazım
|
|
Patent Enstitüsü'nde şimdiye kadar 79 coğrafi tescil bulunuyor. Bunun da pek azı yiyecek içecek ile ilgili. Bu tescil beratlarını ve eklerindeki bilgileri Türk Patent Enstitüsü'nün internet sitesinde bulabiliyorsunuz. Ben baktım; dikkatimi Adana Kebabı, Türk Rakısı, Kayseri Pastırması, Gümüşhane Pestili, Maraş Biberi, Anamur Muzu, İnegöl Köftesi ve Antep Fıstığı gibi örnekler çekti. Ilıcalı, tescilin iki türlü olabildiğini de söyledi. Bunlardan birincisi, menşe tescili. Yani bir ürünün mutlaka yerinde yetiştirilmesi ya da üretilmesi söz konusu olduğunda uygulanıyor. İkincisi ise mahreç tescili. Bu da o ürünün sahip olması gerektiği nitelikler ve malzemelerle başka bir yerde üretilmesi halinde verilen bir belge. Başka deyişle, Adana Kebabı, Adana'da yapıldığı biçimde başka yerlerde usulünce yapıldığında 'mahreç' tescilinden yararlanıyor. Buna karşılık Kayseri Pastırması, yörenin nitratlı yer altı sularıyla yıkandıktan sonra belli mevsimde esen mahalli ılık rüzgarlar tarafından kurutularak hazırlandığı ve başka yerlerde aynı koşullar sağlanamadığı için 'menşe' tesciline sahip. Bu panelin en önemli yanı ise ülkemizde atılacak çok önemli adımların olduğu hususunun ortaya konmasıydı. Bundan sonra iş el ürünlerine, yerel lezzetlere sahip çıkan sivil toplum kuruluşlarına, mahalli yönetimlere, bölgelerini Meclis'te temsil eden milletvekillerine kalıyor. "Baklavayı kaptırmam," diye yürüyüş yapmak işe yaramıyor. Ne yazık ki çok önceden medya tarafından konunun önemi duyurulduğu halde, panelde topu topu 60-70 kişi vardı. Toplumumuzun, üreticilerimizin bilinçlenmesi, harekete geçmesi için fazla zaman kalmadı; tren kaçıyor. Sonra çok hayıflanacak, gelecek kuşaklara içi boşalmış bir ülke bırakacağız.
|
|
|
|
|
|
|
|
|