Gündemde enerji var
Financial Times'ın haberine göre Uluslararası Enerji Ajansı 4 gün sonra yayınlayacağı 'Dünya Enerji Görünümü' raporunda kurulduğu 1974'ten bu yana ilk defa hükümetleri nükleer enerji yatırımlarını hızlandırmaları konusunda uyaracak. Raporun bu yılki konu başlıkları ise oldukça ilginç. Sürdürülemez enerji üretim ve tüketim trendi alternatif politikalarla nasıl değiştirilebilir? Dünyada enerji yatırımları... Yüksek petrol fiyatlarının petrol talebine ve ekonomiye etkisi... Nükleer enerjinin rolü ne olmalı? Türkiye'nin de 26 üyesinden biri olduğu Uluslararası Enerji Ajansı, merkezi Paris'te bulunan Uluslararası Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) bünyesinde faaliyet gösteriyor. Uluslararası Enerji Ajansı'nı Viyana'daki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile karıştırmamak lazım. Amaçları ve işlevleri çok farklı. Konu başlıklarından özellikle yüksek enerji fiyatları ve nükleer enerji tartışması Türkiye açısından üzerinde durulmaya değer. Doğalgaz zammından sonra geciktirilmiş elektrik enerjisi fiyat artışının kapıda olduğu, meteoroloji haberlerine göre bu yazıyı okurken yılın ilk karını göreceğimiz şu günlerde "enerjiden daha önemli ne olabilir" diye düşündüm. Hele ki geleceğimizi Avrupa'nın enerji koridoru olarak planlamışken, hele ki Rusya'dan üretim altyapısındaki sıkıntılar nedeniyle kış aylarında doğalgazda kısıntı yapabileceği duyuruları gelirken kuru faizi bir süre için dinlendirmekte yarar var.
Rapor ses getirecek Ajansın internet sitesine koyduğu kısa açıklamalardan yüksek petrol fiyatlarının etkisinin tartışıldığı bölümde hızla artan petrol fiyatlarının dünyada ekonomik büyümeyi ve enerji talebini neden eşit ölçüde geriletmediğinin yanıtının araştırıldığını öğreniyoruz. İkinci soru artan petrol fiyatlarının içeriye yansımasını önlemek için yapılan sübvansiyonlar üzerine. Bizimle tabii ki alakası yok. Büyük ihtimalle Çin ve Hindistan mucizesi masaya yatırılıyor. Yüksek petrol fiyatlarının hangi bölgelere, sektörlere ve toplum katmanlarına en fazla zararı verdiği de irdelenmiş. Bizdeki siyasetçiler, siyaset bilimciler, Ziraat Odaları, TOBB zahmet eder de ilgilenir mi bilemem. Konu çoğu için hem biraz sofistike kalıyor hem de gazetelerin magazin sayfalarına fotoğraf bastırtacak nitelikte değil. Raporun nükleer enerji bölümünün tanıtımı için verilen bilgilerde enerji kaynaklarının geleceği ve küresel ısınma ile ilgili endişelerin nükleer enerjiye duyulan alakayı tazelediği fikri öne çıkıyor. Dünyada şu anda ABD, Fransa, İngiltere, Çin ve Hindistan nükleer enerji kapasitelerine yenilerini ekleme peşinde. Almanya ve İspanya'da yeni tesislerin kurulmasına şiddetli muhalefet var. Atom Enerjisi Komisyonu'na ev sahipliği yapan Avusturya ise nükleer enerjiyi toptan yasaklamış. Rapor atom santrallerinin üretim maliyetleri ile diğer enerji üretim maliyetlerini de karşılaştırmış. Nükleer atıklar, denetim, uranyum rezervlerinin durumu da bu bölümde yer almış. Financial Times'ın haberinde Dünya Enerji Görünümü raporunun editörü, Uluslararası Enerji Ajansı baş ekonomisti Dr. Fatih Birol'un görüşleri de var. Fatih Birol 1958 Ankara doğumlu İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu bir elektrik mühendisi. Viyana Teknik Üniversitesi'nde enerji ekonomisi üzerine doktora yapmış. Okuduğum başka bir söyleşisinde entelektüel düşünce yapısının oluşmasında en fazla Mustafa Kemal Atatürk'ten etkilendiğini, elektrikten, aydınlıktan yoksun insanlara yardım etmeyi şiar edindiğini vurguluyor. Pek çok uluslararası ödülün yanı sıra bu yıl Türkiye Cumhuriyeti Üstün Hizmet Ödülü ile de onurlandırılmış. Kara fikirlerle donanıp, yurtdışında kendi vatandaşlarını soyanları, onların işbirlikçilerini okuyup karalar bağlarken dünyanın en saygın enerji yayınını yöneten insanın uluslararası platformlarda Atatürkçülüğünü öne çıkartması umutlarımı yeniledi. Dünyada enerji darboğazından nereye geldik. Sağ olasın internet. Bunca sene seni niye ihmal ettim ki?
|