Sevimli, sorumlu ve de tehlikeli bir milliyetçilik
Ümit Özdağ uğradı. Daha doğrusu şöyle demem lazım: Önümüzdeki kongre sürecinde Devlet Bahçeli'ye karşı MHP genel başkanlığına adaylığını koyacak Prof. Dr. Ümit Özdağ, gazetemizi ziyaret etti. Ümit Özdağ'ı yıllardır televizyondaki dış politika yorumlarından tanırsınız. Genelde ulusalcı çizgisini akademik üslubuna fazla yansıtmayan bir isim. Son derece kibar ve sakin. Bir ara Ankara'da ASAM isimli think-tank'e başkanlık etti. Şimdi ise Bahçeli'ye karşı imkansız bir yarışa soyunmuş durumda. Ancak gelin o kibar ve sakin Özdağ'la biraz konuşun, sanırsınız Devlet Bahçeli, Osman Baydemir; bugünkü MHP de TESEV çizgisinde... "Devlet Bahçeli'den nasıl ayrılıyorsunuz" diye sorduğunuzda Özdağ, "Ben bugün kullanılan 'Türkiye bir çiçek bahçesidir' söylemine karşıyım. Bu 'mozaik' söylemidir . Genel başkan yardımcıları, 'Farklılıkların farkındayız' diyor. MHP Türk milliyetçiliğinden uzaklaşıyor. Türkiye'de hukuki ve sosyolojik olarak tek kimlik vardır, o da Türk kimliğidir " diyor. Hukukiyi anladık da " sosyolojik ?.." Şemdinli'de doğup evinde farklı bir dil konuşup şalşepik giyen insanlar yok mu? İster altkimlik, ister azınlık, ya da yöresellik deyin... Ortada bir olgu yok mu? Yani insanlara "Ben Kürdüm ama Türk milletinin bir ferdiyim" deme imkanı da mı tanımıyorsunuz? Özdağ'a göre Kürt kimliği, pardon "kimlik" demeyelim " Kürt olma durumu " folklorik bir unsur. Bahçeli'ye " 900 senedir birlikte yaşıyoruz " söyleminden dolayı kızıyor. Bahçeli'yi fazla liberal, hatta fazla sakin buluyor. Özdağ'ın bugünkü MHP'den farklı düştüğü başka konular da var. AB ile üyelik müzakereleri kesilsin, IMF programı iptal edilsin, ABD ile stratejik ortaklık rafa kalksın istiyor. Ayrıca Bahçeli'nin "Ülkücüler sokağa dökülmektense bilgisayar başında olsun" söylemine de karşı. Tam tersine "Ülkücülerin sokağa dökülmesi demokratik hak" diyor. Toplumsal gerilim? Çatışma potansiyeli? Ülkücülerin tepkilerini sokağa dökülerek göstermesinin daha büyük patlamaları engellediği görüşünde. (Aynı bağlamda dostu Kemal Kerinçsiz'in girişimlerinin de sağlıklı olduğunu, daha büyük bir toplumsal tepkiyi frenlediğini anlatıyor.) Devlet Bahçeli'nin itidalli, hassas dönemlerde parti tabanının toplumsal çatışma (örneğin etnik gerilimler) içine girmesini engelleyen tavrının belli bir sorumluluk içerdiğini, birçok kişi tarafından beğenildiğini hatırlatıyoruz. " Devlet Bahçeli liberal çevrelerde kucaklanıyor tabii. Çünkü MHP'yi %10'larda tutuyor " diyor. Bazı çevrelerde adaylığıyla ilgili " MHP'nin başına bir faşist mi gelecek " denildiğini espriyle anlatıyor. Ve de Abdullah Öcalan'ın asılmasını istiyor . Özdağ ayrıldıktan sonra, son günlerde bir başka ufak siyasi parti lideriyle yaptığımız sohbeti anımsayıp, Türkiye'de yükselen " kızgın milliyetçilik " söylemini ürpertiyle anıyoruz. Etrafta kızgın, hınçlı, herkesin Türkiye'yi bölmek istediğini, tek çözümün "iç ve dış" düşmanlarla topyekûn savaş olduğunu düşünen, komplocu, izolasyonist ve çaresiz bir nesil var. Onların belirleyeceği milliyetçilik söylemi, Türkiye'yi gerçekten tehlikeli sulara sürükleyebilir. Önümüzdeki seçim gerçekte AB perspektifini koruyan partilerle "içe kapalı kızgın Türkiye" arasında olacak. Ancak tüm bunlar bir yana, Ümit Özdağ'ın da düşüncelerini söyleme, demokratik bir yarışa girme hakkı var. Mevcut MHP yönetimi, parti üyeliğinden adaylığına kadar Özdağ'ın her adımını engelliyor. Hakkında olmadık bir suç duyurusu yapıldı. Hatta " Kongre salonuna bile giremez " diyenler var. Bu yanlış olur. Ümit Özdağ, bizce tehlikeli bir siyasi çizgi savunuyor. MHP içinde kabul görürse, siyaseten zor olur. Ancak bu, kimseye Özdağ'ı susturma ya da siyasi haklarını elinden alma hakkı vermez.
|