Beykoz kaba dalgalı...
Diyarbakır... Çorum'un, Çankırı'nın, Edirne'nin, Nevşehir'in, Rize'nin, Burdur'un her şeyi dört dörtlük olduğu için... Hayırsever AB'nin "hibe" verebilmek için, Türkiye'de fellik fellik arayıp, bulabildiği tek şehrimiz. Belediye Başkanı desen... AB'nin en sevdiği insan. Nereden biliyoruz? Şuradan... Birgün İsveç elçisi gidiyor ziyaretine, bir gün Alman konsolosu... Kahvaltısını Fransızla yapıyor, 5 çayını İngilizle içiyor, akşam yemeği İtalyanla. Sevmeseler gitmezler... Oradan biliyoruz. Çok da başarılı. Hatta o kadar başarılı ki, Diyarbakır'ın tüm sorunlarını hallettiği için, daha geçenlerde barajları yönetmeye talip oldu.
Alt tarafı yağmur yağdı. 21 vatandaşımız boğuldu orada. 15 de kayıp var.
Valisi de çok başarılı. Diyarbakır'ı molotoflarla ateşe verdiklerinde, "cana geleceğine cama gelsin" diyerek, Türk Basını tarafından "AB'ye yakışan vali" ilan edilmişti... Dün cana geldi. Henüz açıklaması yok.
Antalya... Çok satan ulusal bir gazete tarafından "en başarılı belediye başkanı" seçildi. Bir hafta sonra... Denize sıfır şehri su bastı. Yollar nehir... "İşte vizyon" diye açılan alışveriş merkezinin tavanı çöktü. Çocuk öldü. İşin belki de en hazin tarafı... "İklimler" filminin galası vardı o gece.
İstanbul... Bütçesi, 5 milyar dolar. 10 yılda, 50 milyar dolar eder. Bu parayla Paris yapamazsın ama... Kanalizasyon yapabilirsin en azından. Peki durumumuz ne? Venedik'i geçtik... Bildiğin Atlantis. Bu satırların yazıldığı dakikalarda, Beykoz'da 100 küsur öğrenci okulun çatısına çıkmış, bot bekliyordu. Sarıyer'de üç kişi, yıkılan binanın enkazında. Esnaf paletli. 3 kilometrelik yol, 3 saat...
Bundan önceki o kadar iyi yönetmiş ki İstanbul'u... Memleketi yönetmek için parti kuruyor.
Bir önceki, zaten Başbakan.
Ankara... Belediye, Botaş'tan almış gazı, satmış vatandaşa, almış vatandaştan parasını, ödememiş Botaş'a. E Botaş battı tabii. Ankara Belediyesi'nin ödemediği parayı çıkarabilmek için, bütün ülkenin gazına zam yaptılar.
Vatandaş ödemese... Ocağını söndürürler.
Gariban çoluk çocuk boğulurken, hâlâ utanmadan güllük gülistanlık tablolar çizen Ali Kemaller'i eleştiriyoruz ama... Aslında haklılar. Memleketin bu hale gelmesinin tek sebebi, bizim gibi düşünenler! Çünkü "nereye gidiyor kardeşim, bu milletin paraları" diye düşünürken, fikir özgürlüğünü engellemiş oluyoruz.
Ruhban Okulu'nu bi açsak... Sorunlarımızın hepsi çözülecek. Botaş'ı da Araplara sattık mı... Tamamdır.
|