Futbol Federasyonu'ndaki gelişmelerde hukuksal yapı çok tartışılacak
Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Haluk Ulusoy dönemi, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun olağanüstü kongre tavsiyesi ile yeni bir boyut kazandı. Süreci ve hukuki durumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Haluk Ulusoy'un Federasyon Başkanlığı'na iktidarın sıcak bakmadığı bilinen bir gerçek . Buna rağmen aday oldu ve az farkla da olsa iktidara yakın isimlerce desteklenen Ayhan Bermek karşısında ipi göğüsleyerek genel kuruldan Federasyon Başkanı olarak çıktı. Kongreden sonra spordan sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Haluk Ulusoy'un daha önceki dönemlerine ilişkin Başbakanlık Teftiş Kurulu'na inceleme ve soruşturma talimatı verdi. Aslında Bakan Şahin, bu soruşturma talebi ile Ulusoy'un dönem sonuna kadar görevde kalmayacağının sinyalini de vermişti.
Bakan'ın talebi olağan değil Başbakanlık Teftiş Kurulu, yaptığı inceleme ve soruşturma sonucunu, 320 sayfalık bir rapor haline getirerek dönemin Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy ve 3 üyesinin sorumluluklarını ayrı ayrı belirterek, Başbakan onayı alındıktan sonra Ankara Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. Ankara C. Savcılığı da bu rapor üzerine sanıkların 11 yıla kadar hapis istemiyle Ankara Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Haluk Ulusoy ve arkadaşları için hukuki süreç bu şekilde başlayınca, gözler Bakan Şahin'in B planına çevrildi. Haluk Ulusoy'un Federasyon Başkanlığı'ndan alınması için, Bakan Şahin tarafından 'Başbakanlık Teftiş Kurulu'ndan olağan üstü genel kurul için görüş sordum' açıklaması geldi. İki gün önce de Bakan Şahin'in bu sorusuna Başbakanlık Teftiş Kurulun'dan cevabi görüş geldi: 'Bakan'a genel kurulu toplama tavsiye edildi' . İşte bu noktada kafam iyice karıştı. Haluk Ulusoy'un Federasyon Başkanlığı dönemi ile ilgili çok şeyler konuşuldu . Futbola çok şey kazandırdı diyenler de var, futbol mafyası oluşturularak şike resmi hale geldi diyenler de var. Bunun hangisi doğru ben bilemem. Ancak Bakan Şahin'in Başbakanlık Teftiş Kurulu'ndan rapor sonrası ayrıca görüş sormasının hukuki alt yapısı bana göre zorlamadır. Zira 3056 sayılı Başbakanlık Teşkilat Kanunu'nda, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın görev ve yetkileri arasında inceleme ve soruşturma var, ancak görüş bildirme görevi yoktur. Kamuda herhangi bir konuda bir görüşe ihtiyaç duyulursa, başvuru mercii Başbakanlık Teftiş Kurulu değil, Danıştay 1.Dairesi'dir. O da istişari olup, bağlayıcı değildir.
Teftiş Kurulu görüş bildirmez Ancak, Başbakanlık Teftiş Kurulu müfettişleri yaptıkları inceleme ve soruşturmada, raporlarına C. Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulması yanında Bakan tarafından Federasyon Genel Kurulu'nun olağan üstü toplanma önerisi bulunmuş olsaydı, o zaman hiç kimsenin diyecek bir şeyi olamazdı. Çünkü 3813 sayılı Futbol Federasyonu Kanunu'nun 31'inci maddesi ile Futbol Federasyonu Ana Statüsü'nün 71'inci maddesi buna imkan tanıyor. Sözünü ettiğim kanunun 31'inci, ana statünün 71'inci maddesi 'Başbakanlık Teftiş Kurulu'nca yapılacak inceleme ve soruşturma sonucunda, görevi başında kalmasında sakınca görülen Federasyon Başkanı veya Federasyon Yönetim Kurulu hakkında karar alınmak üzere, Spordan sorumlu Bakan Genel Kurul'u olağanüstü toplantıya çağırır' denilmektedir. Oysa Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun hazırlamış olduğu 320 sayfalık raporda olağanüstü genel kurul için bir öneri yer almıyor. Belki de incelenen dönemde, Ulusoy Başkan olmadığı için müfettişler bunu rapora yazma gereği duymamışlardır. Rapordan sonra Bakan Şahin'in ayrıca görüş sorması üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu'ndan, sözde görüş 'sipariş öneri' geliyor. Bakan Şahin'in, raporun içeriğinde Başkan Ulusoy'un görevde kalmasının sakınca yaratacağına dair bilgi ve deliller var ise, sorumluluk alarak Başbakanlık Teftiş Kurulu'ndan ilave görüş almadan gereğini yaparak topu taca atmaması gerekirdi. Çünkü Başbakanlık Teftiş Kurulu görüş istenen bir makam değil. Başbakanlık Teftiş Kurulu da soruşturma raporunda olağanüstü genel kurul önerisi yer almamasına rağmen, Bakan'ın talebi üzerine böyle bir görüş bildirmesi olağan bir yol değildir. Ancak, Bakan Şahin'in bundan böyle takdir hakkı yoktur. 3813 sayılı Kanun, böyle bir durumda Bakan, Federasyonu olağanüstü genel kurula çağırır diyor. Çağırabilir demediği için yapılacak tek şey vardır. Bakan Şahin, olağanüstü kongre talebini Futbol Federasyonu'na iletecek, Federasyon'da en geç iki ay içinde olağanüstü kongreyi toplamak zorunda. Gelinen süreçte, hukuki kılıf hazırlanarak zoraki yasal statü kazandırılmıştır.
|