Denizcilik ve disiplin
Bu hafta çuvaldızı kendimize batıracağız. Kendimize, yani denizcilere... Bodrumlu Erman Aras, Türk yelkenciliğine verdiği emeklerle (hiç abartmıyorum), bu genç yaşında heykeli dikilecek bir adam olmayı hak etmiştir. Yaptığı hizmetler saymakla bitecek gibi değil. Ama şu günlerde tamamlandığı için konumuz Bodrum Kupası. Biten bir sezonu Bodrum Ahşap Yat Yarışları adıyla uzatmayı, üstüne üstlük o tarihlere kadar yelkeni direğe bile takmaktan üşenenlere yelken bastırmayı başaran bu adamın yarattığı etkinlik bu yıl 18 yaşına ulaştı. Ve ne yazık ki, günlerdir insanlar bu yıl da başarıyla tamamlanan mükemmel etkinliğin güzelliklerini değil de günlerdir bir kendini bilmezin attığı işaret fişeğiyle tutuşturduğu ormanı konuşuyorlar. ,
'YİNE EĞLENİYOR KIROLAR!' Bu sıkıntıyı İstanbul'da da yaşıyoruz. İnsanlar süresi dolan işaret fişeklerini çöpe atacaklarına, havaya atmayı tercih ediyorlar. Oysa bu fişekler insanların yüreğini hoplatacak 'imdat çağrıları' için kullanılmalı. Bu şekilde sürerse korkarım, gerçekten ihtiyacı olan birinin yardım isteği de, "Yine eğleniyor kırolar!" diye görmezden gelinecek. Denizcilik her şeyden önce ruhunda disiplin taşıyan bir uğraştır. Çünkü deniz disiplinsiz, laubali adamları sevmez; çok kötü de cezalandırır... Yıllardır bir avuç insan, amatör denizcilerin önünün açılması için uğraşıyor. Biz "Amatörleri kendi haline bırakın," dedikçe kendi içimizden bazı insanlar bile "Aman ha başıboş kalmasın!" diye felaket senaryoları yazıyorlardı. Bunun böyle olmadığının, gerçek denizcileri kendi başlarına bıraktığınızda da denizci disiplininden kopmayacaklarının mükemmel bir örneği oldu Amatör Denizcilik Federasyonu (ADF). İlk uygulama da Amatör Denizci Belgesi... Denizcilik Müsteşarlığı'nın 'bir devrim yaparak' sınav yapabilme yetkisini Amatör Denizcilik Federasyonu ile paylaşmasından sonra geldiğimiz noktaya şöyle bir bakalım: Şu anda sadece başvurular için geçerli olan bilgisayar ortamı, yapılacak son düzenlemelerin tamamlanmasıyla birlikte sınavlar için de geçerli olacak. Önce pilot bölge İstanbul'da uygulama başlayacak. Herkese aynı sayıda ama farklı sorular sorulacak. Soruların zorluk dereceleri de şüphesiz aynı olacak. Şu anda yılda dört kez düzenlenen sınavlar önce pilot bölge İstanbul'dan başlayarak sürekli hale getirilecek. Yıl içinde 'haftanın belli günleri olmak kaydıyla' randevu alarak her zaman sınava girebileceksiniz. Sınavların büyük bir ciddiyet içinde yapılacağını, bilgiye dayalı bu belgenin de bu sayede giderek saygınlık kazanacağını söylemek için kahin olmak gerekmiyor.
DENİZCİ NEZAKETİ GÖSTERELİM Bu olay bürokrasi ile bir sivil toplum örgütünün işbirliğinin ne kadar başarılı olabileceğinin de mükemmel bir örneği olacak. Yeni ehliyetler kredi kartına benzeyecek ve üzerinde taşıyacağı barkodla sahibi hakkındaki tüm bilgileri dökebilecek. Yine başa dönersek "Denizlerde Çoğalalım" sloganımızın tuttuğunu söyleyebiliriz. Ama bu hızlı çoğalma sırasında denizle ilgili bilgiyi, kültürü yeterince alamamış kişiler de camiaya karışıyor. Burada görev hepimizin. Yarışlarda da, seyir esnasında da, bir yerde yatarken de gereken denizci nezaketini ve disiplinini göstereceğiz, göstermeliyiz. Bunu kavrayamamış olanları da eğiteceğiz. Kırmadan, rencide etmeden ama mutlaka çirkinliklere göz yummadan... Yoksa karayollarındaki sıkıntıları denizlerde yaşamaya başlarsak şaşırmayalım.
|