| |
|
|
Bir bayram sabahına uyanmak..
Nasıl iple çekerdik Bayram günlerini ağabeyim Öcal'la.. Bayram bolluk demekti çünkü, savaş sonrasının o yokluk yıllarında Bandırma'da.. Hatırladığım ilk bayramlar onlar.. Mutlak yeni bir şeyim olurdu.. Çarşıdan alınmasa da.. Annem ille de, hiç değilse, en azından yeni bir şey giydirirdi bana.. Yakası yıkana yıkana aşındığı için artık babamın giyemediği bir gömleği benim için küçültür, eteğinden de yepyeni bir yaka yapardı mesela.. Ya da ağabeyimin elbisesi ters yüz edilir, yaka cebi sağa geçerek (Yani "Ben ters yüz edildim" diye ilan ederek) bana yeni takım olurdu.. Olsundu.. Benim için yeniydi ya.. Sonra çukulataya doyardık.. Çukulatin alırdı babam.. Rengârenk kağıtlara sarılı minik çukulatalar.. Güya misafir için, likör yanında.. Biz götürürdük.. Ağbim likör de götürürdü arada.. Asıl önemlisi.. Bayramda zengin olurduk.. Haftalığımız 25 kuruşken babam bayram sabahı elini öptüğümüzde 1 lira verirdi, ilk gün için.. Öteki her gün için birer 25 kuruş daha.. Ne paraydı ama o bir lira.. Bayram yerinde dönme dolaba binerdik.. Gazoz içer, simit alırdık.. Hatta sinemaya bile giderdik.. Bayram yerinde bir tekerlek vardı, nefret ederdim.. Üzeri beş renk.. Çarkıfelek gibi etrafına çiviler çakılmış.. Renklerden birini seçer paranı yatırırdın, adam çevirirdi.. Senin rengine gelmişse, 5 kuruşun 25 kuruş olurdu.. Ağbim bu oyunu çok sever, parayı alınca koşardı bayram yerine.. Ben de peşinden.. Kaybetmesin diye ne dualar ederdim çark dönerken.. Ağbimin parasının bitmesi, bayramın keyfinin kaçması olurdu çünkü.. Hele bir de dayılar, teyzeler gelmişse.. Bizdelerse o bayram.. Onlar ilave harçlıktı.. Paşa Dayı geldi mi, bayram tavana vururdu mesela.. Bir defasında, Paşa Dayımın Kirazlarında anlatmıştım ya, ağbime 5 lira vermişti, elini öpünce.. Elinde ilk defa kağıt para gören ağbimin nutku tutulmuş, kekeleyerek "Hiç değilse 2.5 lira verin" diye pazarlık yapmıştı, Paşa Dayı ile, aile tarihine geçen.. En güzeli.. Ama en güzeli bayram sabahına uyanmanın, ailenin bir arada olması, bayramı paylaşmasıydı.. O küçüğün bütün büyüklerin elini öpmesi töreni nasıl bir duygu seli olur, akar giderdi.. Ben, babam, annem ve ağbimin elini öperdim, Serpil de benim.. Kemal kundakta.. Dünyadan haberi yok, ama hepimiz onu öperdik.. Sonra da kahvaltı.. Dünya güzeli kahvaltı.. Çay sevgiydi, peynir, tereyağı reçel sevgi.. Sucuk, yumurta sevgi.. Mutluluk, bayram sabahına öylesi bir aile olarak uyanmaktı..
Dün bayram sabahına uyandım, bu defa her şeyi fazlası ile olan evde.. Herkesin gıpta ettiği bolluk dolu, yoku yok evde.. "Her şey var, bir şey yok diyorum anlasana" diyen şairi anarak.. Bayram sabahında yalnızlığa uyandım. Yok canım nankörlüğün alemi yok. Sezen'den bir adım öndeyim.. Üç kedim vardı ayaklarımın dibinde miyavlayarak dolaşan.. Çanaklarına mamalarını koydum, saldırdılar.. Şehre yeni filmler de gelmiş, akşam giderim.. Hem mevsim de nasıl Akdeniz oldu birden, inanmazsınız!. Gülümsedim!..
|