|
|
Babalar ve bayramlar...
Sene 1978 ya da 79... Şeker ya da kurban, hangisi olduğunu hatırlamıyorum ama bayrama birkaç gün vardı... Gece vakti evin telefonu çaldı. Arayan, babamın çalıştığı fabrikanın gece amiriydi. Terörün zirvede olduğu yıllardı. Ya fabrika işgali ya da cinayet haberi geldi derken, karşımıza başka bir haber çıkmıştı. Bekçiler, bir aşçıyı fabrikadan bir kilogram civarında et çalarken yakalamışlardı. Babam, aşçının serbest bırakılmasını söyleyip, telefonu kapattı. Ertesi akşam yemek masasında bu konu açıldı. Babama, aşçıyı ne yaptığını sordum. O da "Önce neden hırsızlık yaptığını sorsana" dedi. "Nedenmiş" dedim, "Çocuğuna et götürmek için yapmış" dedi... "Sen ne yaptın?" soruma soruyla yanıt verdi. "Sen olsan ne yapardın?" Çocuk aklımla, "Ben olsam maaşına zam yapardım" dedim. Babam, "Ben de aynı şeyi yaptım zaten" dedi. O olayın üzerinden yaklaşık 27 yıl geçti. O aşçı baba hâlâ hayatta mı ve çocuğu ne oldu bilmiyorum... Bana gelince... Büyüdükten sonra, 'acaba o gece babam bana doğru söyledi mi?' diye zaman zaman düşünmedim değil. Nedense bu soruyu babama hâlâ soramıyorum...
|