|
|
Bayramda hangi çocuğu sevindirdim?
Sunay Akın, son "Yaşamdan Dakikalar"da şöyle demişti: "Bayramda sadece çocukları sevindirmekle yetinmeyin. Kendi çocukluğunuzu da sevindirin. Bizim Oyuncak Müzesi'ne gelin!.." Tavsiyesine aynen uydum. Şimdi size çocukluğumu nasıl şımarttığımı anlatacağım: Her çocuk gibi ben de oyuncaklara bayılırdım. Hele şu minik match-box otomobillere... Bu düşkünlüğümü bilen büyüklerim, dünyanın dört bir yanından bana minik otomobiller getirirlerdi. Kısa sürede 300 arabalık bir filoya sahip olmuştum. Kırmak, bozmak, merak edip, içini açmak şöyle dursun, her gün en büyük eğlencem onları model ve büyüklüklerine göre dizmek, sonra kibrit çöplerinin ucuna doladığım pamukları sabunlu suya batırıp, hepsini bir güzel parlatmaktı. İşim bitince karşılarına geçip, saatlerce seyreder, sonra yeniden kutularına koyar, kaldırırdım. 6 yaşında bir çocuğun onları "düüüt, düüüt" diye birbirine çarpıştırması gerekirken, ben sanki müzesinde antikalarını seyreden minyatür Rahmi Koç'tum... (Zaten benzerliğim de o düzeyde kaldı. Servetim bir türlü minyatürlükten öteye gitmedi, heyhat!) Müzenin kapısından içeri adım atar atmaz 6 yaşıma geri dönmüştüm. Sunay Akın kupa beşlisi, ben Alice'in erkek versiyonu Ali olmuş, iskambil kağıdının peşinden harikalar diyarının labirentlerine doğru sürükleniyordum. Oyuncak Müzesi'nde gördüklerimi, yaşadıklarımı, hissettiklerimi tarife bu sütunlar yetmez. İmkânı olanlara diyorum ki, gidin ve Pinokyo'- nun çağdaş babası Sunay Akın ustanın rehberliğinde hem çocuğunuzu hem çocukluğunuzu sevindirin. Zira müzenin kapısından çıkarken, içimdeki 6 yaşındaki Yüksel Aytuğ elini uzatmış, ceketimi çekiştirip, duruyordu: "Haftaya yine gelelim mi? Nooooluuur!.." (Adres: Ömerpaşa Cad. Dr.Zeki Zeren Sok. No: 17 Göztepe, İstanbul - Pazartesi dışında ziyaret saatleri: 09.00-18.00 Tel: 359 45 50 - 51)
|