'Yeniden isterim ölmek bütün ölümleri'
'En güzel giysilerinin içinde Sarı kırmızı duruyor ağaçlar, Onların kolay bir ölümleri var Bildikleri yok hiç acı çekmek ne.' Ağaçlar gerçekten kolay mı ölür? Bilmezler mi hiç acı çekmeyi ? Bir biz, insanlar mı biliriz acıyı?
* 'Serin güz, ateşli yüreğime sin Ki vuruşları yatıştırabilsinler Ve akıp giderken bu altın günler Yüzünü sessizce kışa çevirsin.' Sessiz bir oda, boş şişeyle bardakta titremekte mum alevi... Dışarda otlara yağmur yağmakta. Bu bir kimsesiz akşamdır... Bir güz akşam. Yüzünü kışa çevirmekte.
* 'Önünde duruyorlar,örtünün üstünde : Önce sol eli, yanında sağı,' Ve çocuk elleri... Erkek elleri... Kadın elleri... Gördüğümüz bütün eller... Yaşlanınca duracaklar bir örtünün üstünde. Avuçlarında bütün bir hayatı saklayacaklar.
* 'Ne garip dolaşmak siste! Tek başına her taş ve çalı, Ağaçlar görmüyor birbirini işte, Mutlak hepsinin yalnızlığı.' İnsanlar tanıyor mu birbirini işte... Ağaçlar gibi mutlak mıdır hepsinin yalnızlığı? Bir sis midir bizim de içinde dolaştığımız.
* 'Yabancı bir çatı yabancı bir konuğa, Bilen ne şehri, ne otelin ismini.' Bir serseriler oteli midir hayat ? Serseriler otelinde bir gece mi yatarız ve sonra devam mı ederiz yolumuza?
* 'Ne garip dolaşmak siste Hayat içeriyor tek başına olmayı' Ya da 'Nasıl da alışılmamış ve tuhaf değil mi? D u r m a - dan böyle her gece.' Yirmi iki yaşında Romantik Şarkılar adlı ilk şiir kitabını yayınlarsa bir şair, Birinci Dünya Savaşı'na mı katılır? Katılırsa, hayatın tek başına olmayı içerdiğini mi keşfeder?
* 'Bütün şeyler soğuk,insafsız şimdi. Ve sevdiğim pırıltılı yıldızlar benim Tesellisiz bakar durur halime. Ta sevginin ölebileceğini sezdiğim Zamandan beri kalbimde.' O zaman 'Bütün ölümler' şiiri mi yazılır? 'Öldüm bütün ölümlerle ben şimdiye dek, Yeniden isterim ölmek bütün ölümleri, Ağacın ölümünü ölmek tahta tahta, Taş taş dağın ölümünü, Toprak ölümünü kumun.'
* Elimdeki Eray Canberk'in Nobel'li Şairler Antolojisi'ydi... Ben Hermann Hesse'i seçtim... Ve okurken öldüm bütün ölümlerle.
|