| |
Demirel-Gürtuna-Erdoğan-Ağar ve "şeker" üzerine
İstanbul'un eski Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna Ankara'ya geldi, Güniz Sokak-31'in kapısını çaldı ve dedi ki: -Efendim bir parti kurma hazırlığı içindeyim. Gürtuna "pek çok kişiyle görüştüğünü" söyledi. Çalışmalarını özetledi. Demirel ne "kimlerle görüştünüz" diye sordu. Ne de "çalışmalarına dair ayrıntı" istedi. Sadece dinledi. Sonra da dedi ki: -Bana geldiğiniz için teşekkür ederim... Türkiye' de birçok parti var... Yenileri de kurulabilir... Ama seçimde herkes nasibini alır... Eğer yola çıktıysanız size başarılar dilerim.
Demirel'le "20 Ekim Cuma öğleden sonra" konuştuk. -Sayın Demirel, Ali Müfit Bey size ne zaman geldi? -Bir ay kadar önce. -Onun dışında gelen, giden var mı? -Çoook. -Ne diyorlar? -Bir süredir "ne olacak memleketin hali" diye geliyorlar. -Siz ne diyorsunuz? -Gelecekten kuşkuya düşmeyin... Rejim açık, siyaset açık... Anayasa devletinde sıkıntılar geçicidir.
Şimdi "başka bir konuya" geçelim. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın telefonu çaldı. Arayan Süleyman Demirel'di. -Üzüldüm, geçmiş olsun, şimdi nasılsınız? -Teşekkür ederim, iyiyim.
Demirel'le "şeker üzerine" konuştuk: -1980'e kadar şekerim yoktu... Hamzakoy'da çıktı... 26 yıldır da var... İsmet Paşa'da da vardı... Daha üsteğmenken çıkmış, Yemen'e gittiğinde.
Demirel: -Şeker, uzun yaş hastalığı... İcaplarına uyarsan hiçbir sorun yok... Hatta insanı disiplinli yaşamaya zorlar... Ama doktorun dediğine dikkat etmezsen, vücudun bütün mekanizmalarını bozar.
Yine "konuyu değiştirelim." -Sayın Demirel... Sayın Mehmet Ağar'la konuşuyor musunuz? -Dün (19 Ekim) aradı... Kandilimi kutladı. -Ağar'ın Güneydoğu açılımına ne diyorsunuz? -Toplum tarafından iyi karşılandığını söyledi... Mahmut Nedim (Bilgiç) de aradı... O da aynı şeyleri tekrarladı.
-Efendim, Mehmet Ağar konuştu... Sonra Genelkurmay Başkanı... Ne diyorsunuz? -Bu konular karşılıklı oturulur, konuşulur... Şu ana kadar bu olmadı... Konuşmalar muallakta kaldı. (Sonuca bağlanmadı, sürüncemede kaldı anlamında.) -Hangi konuşmaları kastediyorsunuz? -Hepsini... Devletin zirvesindekileri. -Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, Komutanların konuşmalarını... Başbakan'ın sözlerini... Öyle mi? -Evet... İrtica, laiklik, terör, AB, Kıbrıs... Son zamanlarda yapılan konuşmalar ve değinilen konular... Bir neticeye bağlanmış değil... Bayramdan sonra bunlara yeniden dönülür.
Demirel'e dedik ki "siyaset?" Demirel de dedi ki: "Ramazan sükuneti vardı... Bayramdan sonra siyaset biraz daha hızlanır."
Konuyu "bir kez daha" değiştirmek gerekiyor. Zira Demirel'in kimi "yerli", kimi "yabancı" başka ziyaretçileri daha var. Ama "bugünlük yerimiz bu kadar."
|