|
|
Resmi bayramlaşma bayram öncesi başlardı
Osmanlı döneminde en önemli bayramlaşma sarayda padişahla yapılırdı. Günler öncesinden bayramlaşma için hazırlıklar başlar ve ince protokol kuralları altında tören gerçekleşirdi.
Toplumların hayatında en önemli günlerin başında bayramlar gelir. Dini bayramlarımız, Müslümanlar'ın Medine'ye hicretinden sonra 624 yılında başladı. Osmanlı İmparatorluğu'nda Ramazan Bayramı'na "Iydi Saidi Fıtr" denirdi ve bayramın başlaması için Ramazan ayının bitip, Şevval ayının girdiğinin işareti olarak hilalin görülmesi beklenirdi. Ayın 29'unda hilal görülmediği takdirde Ramazan'ın 30'unda top atışlarıyla ertesi günün bayram olduğu ilan edilirdi. Bu işler, İstanbul Kadısı'nın göreviydi. Kadı hilalin görüldüğünü tespit ettikten sonra saraya bildirir, daha sonra da durum halka ilan edilirdi. Ramazan ve Kurban Bayramı öncesi Arife gecesi bütün cami ve mescitlerin kandillerinin yakılırdı. Arife günü ikindiden itibaren Ramazan Bayramı'nın üçüncü günü akşamına kadar her gün top atılırdı. Resmi bayramlaşmalar, bayramdan önce Ramazan'ın 26'sında başlardı. İlk bayramlaşma sadrazamın konağında yapılır, daha sonra dört gün boyunca resmi bayramlaşma devam ederdi. Bu dört gün boyunca hangi devlet adamının kimi ziyaret edeceği protokol kurallarıyla tespit edilmişti.
SABAH NAMAZI AYASOFYA'DA Tanzimat'tan sonra çeşitli günlerde olduğu gibi bayramlarda da bir mektup veya telgrafla bayram tebriği başlamıştı. Memurlar, müdürler vs. amirlerinin ve padişahın bayramını mektup veya telgrafla kutlarlar ve sadakatlerini arz ederlerdi. Bayramlarda düzenlenecek törenin hazırlıkları Teşrifat Kalemi'nin, yani dönemin protokol müdürlüğünün işiydi. Padişah için düzenlenecek tebrik töreninin detayları bu daire tarafından hazırlanır ve işlemler buna göre yürürdü. Ramazan Bayramı namazı ve bayramlaşma merasimine katılacaklara davet tezkireleri dağıtılırdı. Osmanlı sarayındaki bayramlaşmanın nasıl yapılacağı Fatih kanunnamesi ile belirlenmişti. Padişah, bayram sabahı namazını Hırka-i Saadet Dairesi'nde kılar, daha sonra bu yerin önüne taht konulurdu. Padişah tahta oturunca orada bulunan hocalar dualar okurlar, ardından görevliler bunlara hediyelerini verirlerdi. Mehter çalmaya başlayınca bir taraftan da topluluk hep bir ağızdan "Bu gibi günlere yetişmek her zaman müyesser ola" diye bağırırlar ve dua ederlerdi. Osmanlı padişahı ile herkes bayramlaşamazdı. Bayramlaşma hakkını haiz olan kişiler sabah namazını Ayasofya Camisi'nde kıldıktan sonra saraya gidip Divan-ı Hümayun'da toplanırlardı. Topluluğun geldiği haberi padişaha iletilince, hükümdar Arz odasına geçerdi. Daha sonra da görevlilerin dizildiği yoldan tahtın bulunduğu yere gelirdi. Nakibüleşraf, burada padişahı karşılayıp, dua ederdi. Tören sırasında kimin nerede duracağı en ufak detayına kadar belliydi. Tören sırasında mehter durmadan çalardı. Padişah tahta oturduktan sonra devlet adamları rütbelerine göre sağ taraftan gelerek padişahın eteğini öperlerdi. Veziriazam, kazasker gibi görevliler etek öperken padişah ayağa kalkardı. Bu üst düzey ricalden sonra sıra defterdar, nişancı reisülküttap, defter emini gibi bürokratlarındı. Ancak bunlar öncekiler gibi etek değil eşik öperlerdi. Şeyhülislam ise padişahın önünde eğilir ve elini öperdi. El etek öpme işlemini bitiren görevliler kendileri için belirlenmiş yere geçerek tören müddetince ayakta dururlardı. Kapıkulu ocaklarını üst düzey subayları da bu bayramlaşmada bulunurdu.
BAYRAM NAMAZINA HAZIRLIK Törenin bitiminden sonra padişah Hasoda'ya geçerek Bayram namazı için üstünü değiştirirdi. Bayram namazı büyük camilerinden birisinde genellikle saraya yakın Ayasofya veya Sultanahmet'te kılınırdı. Bayramdan önce padişaha namazı nerede kılacağı sorulur, buna göre hazırlık yapılırdı. Padişah haremden çıkıp, özel olarak süslenmiş atına biner ve Babüsselam Kapısı önünde kendisini bekleyen devlet adamlarıyla birlikte camiye doğru yola çıkardı. Devlet ileri gelenleri rütbelerine göre atlı veya yaya olarak padişahı takip ederlerdi. Camiye gidilip, namaz kılındıktan sonra da aynı düzen içerisinde saraya geri dönülürdü. Bayram namazı için yapılan bu gidiş ve dönüşe bayram alayı denilirdi. Bayram alayının geçeceği yollar, önceden asesbaşı ve subaşı tarafından düzeltilirdi. Bayramın ikinci günü padişah Topkapı Sarayı'ndaki Gülhane köşkünde bulunurdu. Gülhane köşküne sadrazam vekili, şeyhülislam ve kaptanpaşa gibi görevliler maiyetleri ile birlikte gelirler ve bayram tebriği için bir tören düzenlenirdi. Bayramın üçüncü günü ise padişahlar adet üzere Eski Saray'da cirit oyunu seyrederlerdi. Bayramlaşmalar yeni saraylar yaptırıldıkça değişik saraylarda gerçekleştirildi. Dolmabahçe'nin yanı sıra Çırağan Sarayı da törenlerin yapıldığı yerlerdendi. Dolmabahçe yapılırken buraya muhteşem bir bayramlaşma salonu yaptırılmıştı. Padişahlar devlet görevlileri ile bu salonda bayramlaşırdı. Bayramlaşma sırasında üst katlarda mızıka çalar, Harem kadınları da kafes arkasından töreni takip ederlerdi. Harem mensuplarıyla bayramlaşma ise sarayın üst katındaki Mavi Salon'da yapılırdı.
|