|
Maalouf'dan Türkiye romanı
"Bugüne kadar deniz, kum, güneş pazarladık; sıra daha zengin olan kültürümüzde..."
Kültür ve Turizm Bakanlığı, turist sayısının, her yıl içte ve dıştaki siyasi gelişmelere göre iniş çıkış göstermesinin önüne geçmek için bu ilke çerçevesinde kolları sıvamış.
Tek başına deniz, kum, güneşi pazarlamakla, uzun soluklu yol kat edilemeyeceği görülmüş.
Anadolu'daki çok kültürlü yapının tanıtımının daha büyük getirisi olacağı görüşünde birleşilmiş.
Uzun yıllardır sözü edilen, ancak bir türlü hayata geçirilemeyen "kültürel tanıtım" için ilk adım atılmış.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Mustafa İsen, yeni projelerini anlatırken, bu yıl turizmde yaşananları aktararak söze başladı.
"Turizmi tam yoluna koymuştuk, 12 patlama, yaşanan diğer gelişmelerden etkilendik" dedi ve devam etti:
"Bu yıl, geçen seneye göre yüzde 56 gibi bir kayıpla kapatacağız. Ancak, 2004'ü baz alırsak kayıp sayılmaz. Çünkü iki yıl içinde Türkiye turizmde yüzde 22 büyümüş. Dünyada ortalama büyüme hızı yüzde 5.5'ten yukarı çıkamıyor."
Büyük yürüyüş
Son 10 yıl göz önüne alındığında, Türkiye'nin kat ettiği gelişme yüzde 50 olmuş.
Prof. İsen, "Bu büyük yürüyüşün daha fazla devam etmesi beklenemezdi" dedi.
Sadece doğanın pazarlanmasıyla yetinmemek zorunda olduklarını söyledi.
Çok sayıda turist gönderen ülkelerde inceleme yapmak ve tanıtım konusunda faaliyette bulunmak üzere gençlerden ekipler oluşturup, bu ülkelere gönderdiklerini belirtti.
Ekiplerin saha çalışmasını tamamladıktan sonra verecekleri raporlar doğrultusunda yeni tanıtım tekniklerinin hayata geçirileceğini söyledi.
Maalouf'a telefon
Yeni projeyi anlatmadan önce şu açılımı yaptı:
"Birçok ülke, hakkında yazılan roman veya filmler sayesinde uzun yıllar turist çekebiliyor..."
Bu çerçevede Prof İsen, "Asya ve Akdeniz çevresi kültürlerinin söylencelerini, batı insanının duymak istediği şekilde yansıtan" romancı Amin Maalouf ile yaşadığı Fransa'da temasa geçmiş.
Afrikalı Leo, Semerkant, Doğunun Limanları, Işık Bahçeleri, Yüzüncü Ad, Yolların Başlangıcı isimli romanları ile büyük okuyucu kitlesi bulan ve kendisini "Bir yanıyla Hıristiyan, Müslüman, Türk, Kürt ve Ermeni, bir yanıyla da Fransa ve Avrupa'ya ait" diye tanımlayan Maalouf'a şu öneride bulunmuş:
"Sizi Türkiye'de konuk etmek istiyoruz. Eğer bu kültür üzerine bir roman yazarsanız bizi mutlu ederseniz..."
Maalouf, Prof. İsen'in önerisine sıcak yaklaşmış.
Maalouf şu dönemde bir çalışması bulunduğu belirterek, "Kısa sürede olmaz" demiş.
Ancak öneriyi reddetmemiş, Türkiye'ye geleceğine söz vermiş.
Çamuroğlu'ndan Mevlana
Bakanlık, Maalouf ile kalmamış.
2007'yi "Mevlana Yılı" ilan eden Bakanlık, ünlü düşünür hakkında da roman yazılması projesini hayata geçirmiş.
Tarih, Heterodoksi ve Babailer; Yeniçerliğin Bektaşiliği ve Vak'a-i Şerriyye; Dönüyordu: Bektaşilikte Zaman Kavrayışı, Değişen Koşullarda Alevilik; Günümüz Aleviliğinin Sorunları; İsmail; Son Yeniçeri; İkiilebir ve Bir Anlık Gecikme romanlarının yazarı Reha Çamuroğlu ile görüşülmüş.
Tarihi olayları büyük bir lezzetle roman tadında sunan Çamuroğlu, Mevlana'yı anlatan bir roman yazmayı kabul etmiş.
Maalouf'un Semerkant romanının Özbekistan turizmine katkısı kaçınılmaz.
Kazablanka filminin, Fas turizmine tükenmek bilmeyen getirisi de...
Orhan Pamuk'un aldığı Nobel de bu projeye eklendiğinde Bakanlığın başlattığı projenin önemi ortaya çıkıyor.
NOT: Ramazan Bayramı'nızı en içten dileklerimle kutluyorum...
|
