Denizbank'ı 2.4 milyar dolara yabancılara satan Ahmet Nazif Zorlu'nun yöneticilerine ilk sözü "Bu paradan size bir şey yok" oldu. Zorlu, bu parayı enerji ya da banka sektöründe kullanabileceğini açıkladı.
Sakın ola bu para için bana gelmeyin dedim
Denizbank'ı yabancılara satan Zorlu Holding'in patronu Ahmet Nazif Zorlu'nun elde ettiği 2.4 milyar dolara grup içinden dokunulması mümkün değil. Zorlu, "Bu paradan arkadaşlara bir şey yok. Herkes kendi kaynağıyla büyüsün" diyor.
* Çok sevdiğiniz, zor bir dönemde başarıyla büyüttüğünüz Denizbank'ı sattınız. Bize buruk olduğunuzu ama kızını gelin eden baba gibi hissettiğinizi söylediniz. Şu anki ruh halinizi anlatır mısınız? Bir işadamı olarak duygusal davranmak yanlış tabii. Dünyaya global bakmak lazım. Dünyada o kadar büyük şirketler birleşiyor, alınıyor, satılıyor ki... İleriyi göremediğin vakit hiçbir yere gitmen mümkün değil. Örneğin bundan 12 yıl önce Vestel'i aldığımızda sevinçliydik. Herkes bir taraftan da acaba ne yapacağız diye şüpheyle bakıyordu. Nerden nereye geldik. Denizbank'ı aldığımız zaman da 'ya bu adam ne yapıyor' dediler. Bakın en çok üzgün olduğum nokta ne biliyor musunuz? Bankayı satabilirsiniz, varlığınızı satabilirsiniz, bunlar insanı üzmez de, Türkiye'de en önemli şey insanlar dedikodu yaparak yeşeren bir şeyi soldurmak istiyor.
*
Dedikoduyla neyi kastediyorsunuz? Biliyorsunuz. Her gün bir şey çıkardılar, kriz anlarında. Ama bakın şimdi biz mutluluk yaşıyoruz. Çok iyi bir değer yapmışız ve çok çok güzel bir fiyatla bunu satmışız. Bu ülkeye bunu kazandırmaktan dolayı da çok mutluyum. Bakınca bir sürü banka yok oldu gitti. Niye ben mutlu olmayayım ki? Herkes takdirle karşılıyor, çok iyi bir fiyatla sattınız diyorlar. Servet sahibi olabilirsiniz ama hiçbir şey yapmamış da olabilirsiniz. Biz 6 bin 300 kişiye banka kanalıyla iş verdik. Bu gurur verici.
HAYALLER KURUYORUM n Son satışlara bakıyorum, yüzde 50- 50 ortaklıklar, Akbank'ta olduğu gibi yüzde 20'sini satmalar da var. Siz hepsini birden sattınız, neden? Bizim ekseriye grubumuz üretimde olduğu için, düşündük ve dedik ki şimdi 50-50 ortaklığa girsek, idare etmesi çok zor gerçekten. Biz hızlı karar veren bir grubuz. Ama ortağımız olacak o durumda. Ben bir şey isteyeceğim ve duramayacağım yerimde. Yapalım, büyüyelim diyeceğim. Peki ortak neyle gelecek karşıma? Bunun sıkıntısını yaşamak istemedik. Şimdi grup aldığı bu parayı değerlendirmek için hızlı kararlar verecek belki. Bizim grup, öyle yapalım mı, duralım mı diye aylarca bekleyemez.
* Ahmet Nazif Zorlu için 'her mal alınır da satılır da' prensibi ön planda görünüyor... Ya, şimdi bir şey söyleyeceğim, ucu başka yerlere gidecek. Vestel'i de satacakmış, şunu da satacakmış diyecekler. Hayır, bakın çok iyi bir teklif gelirse, bunu oturup düşünmek lazım. Ben o parayla daha büyük şeyler yapacaksam neden olmasın? Açık ve net olarak, ben şimdi bir banka daha kurabilirim. Çünkü bakıyosun, daha önce de söyledim, tozlu topraklı yollardan gelmiş ve Denizbank'ı bu hale getirmişiz. 80 bankanın olduğu yerde 81'inci olarak başlamış, 6'ncılığa çıkmışız.
* Bankacılık yapmayacağınıza dair bir anlaşma yapmadınız o zaman... Hayır yok. İki yıl bankacılık yapmayız. Ama zaten bunun altı ayı geçti. (gülüşmeler)... Kararlar önemli yani.
* Ne kadar yatırdığınız ne kazandığınıza dair boş vakitlerinizde aklınızdan hesap yapar mısınız hiç? Hayır ama bilirim. Biz Denizbank'ı örneğin 1'e 4.5'le sattık.
* Pazarlık gerçekten çok mu çetindi? Tabii ki. Onlar en düşükten almaya çalıştı. Biz en yüksekten satmaya uğraştık.
* Ama olmazsa olmaz dediğiniz bir fiyatınız vardı herhalde... Bir hesap kitap vardı. Bizim zaten öyle bankayı hemen satalım, ihtiyacımız var, sıkıştık gibi bir durumumuz yoktu. Kendimize güveniyorduk. Bankamız profesyonelce yönetilen ve grubun hiçbir zaman eli içinde olmayan bir bankaydı. Tersine dışarıdan destek verdik. İtici güç olduk. En basitinden grubun bir çok işlemleri ve tamamen maaş dağıtımı buradaydı. Grubun potansiyelini düşünebiliyor musunun? Halen maaş dağıtımı da orada. Bizim göz ağrımız. Banka bizden çıktı diye vazgeçmiş değiliz.
* Para şimdi sizin cebinize girdi. Ne yapacaksınız? Hayaller kuruyoruz.
* Bu hayaller hep iş mi oluyor? Rahmi Koç'un ancak 70'inden sonra gerçekleştirebildiği dünya turu gibi sizin de yapmak istediğiniz bir hayaliniz yok mu? Bizim iş yoğun. Allah'a şükür. Tabii ki insanlar bir yerde bir şeyler yapmak, gezmek ister. Ama sırf gezmek de olmaz. Gittik yazın bir hafta dinlendik, oh dedik. Ama bir işadamının kendini bütün işlerinden sıyırıp bir hafta tamamen tatile kanalize olması mümkün değil bence. Grubumuzda 28 bin kişi var. Ben onları düşünmek zorundayım. Satıştan elde ettiğimiz parayla yeni projelere girmeyi düşünüyoruz. İlk başta enerji var. Acele etmek istemiyoruz.
İHRACAT 2.7 MİLYAR $ * Türkiye'ye giren yabancı sermayenin artışı da bunu değiştirdi galiba... 15 yıl önce 3 milyar dolarlık bir banka satılacak deselerdi inanır mıydınız? Şu son dönemde giren para sadece 6 milyar dolar. Biz 2001'de 1 milyon dolarlık akreditif açarken zorlanıyorduk. Hiç unutmam, 2001 yılının 18 Şubat'ında fabrikada arkadaşlar geldi, Ahmet Bey ne yapacağız dediler. Kendi bankamızdan açabildik sonra. Ama bugün istiyorsanız şu an masamdan bir telefonla hemen 500 milyon dolarlık bir akreditif açayım. Türkiye bu seviyeye geldi.
* Sizin bu yıl ihracatınız ne kadar olacak? 2006'yı 2 milyar 750 milyon dolar ihracatla kapatıyoruz. Bunun 2 milyar 500 milyon dolarını Vestel yapıyor. Tekstilin öldü dendiği yerde biz 250 milyon dolarlık tekstil ihracatı yapıyoruz. Demek ki tekstil de daha ölmemiş. Ne yaparsanız yapın ama iyi bir şey yaparsanız pazarı mutlaka var.