Bu bütçe cari açığı ve enflasyonu zor düşürür büyümeyi artırır
Dün, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan 2006 sonunda bütçe açığının GSMH'ya oranının yüzde 0.5 olarak gerçekleşeceğini açıkladı. Buna bağlı olarak faiz dışı fazlanın da yüzde 7.7'ye yükseleceğini belirten Unakıtan "Bu Türkiye için fevkalade önemli; şoklara karşı bizi koruyacak en önemli kalkan bu" dedi. Yıl ortasında Maliye'nin yaptığı tahmine göre açığın milli gelire oranı yüzde 1.7 bulunmuştu. Şimdi bu oran yüzde 0.5'e kadar düşürülüyor. Rakamların makyajlanmış olduğu varsayılsa bile, gerçekten övünülebilir bir oran. Demek ki hükümetin 2007'de yapılacak seçimlerde savunabileceği başarılardan biri ortaya çıkıyor: Bütçe disiplini. Ancak aynı disiplin 2007 Bütçe Taslağı'nda sürdürülemiyor. Hazırlanan taslağa göre, bütçe giderleri yüzde 15.1, vergi gelirleri yüzde 15.3 artırılırken bütçe açığındaki büyüme yüzde 153'ü buluyor.
İki soruna etkisi Dün de belirttiğimiz gibi, 2007 Bütçesi bir tarafta seçim gerçeği diğer tarafta IMF ve piyasalar olmak üzere ne istikrar ne de seçim bütçesine benziyor. Melez bir bütçe. Bu açıdan da uygulaması ve izlenmesi son derece önemli. Dünkü belirlemelerin yanına bugün ekleyeceklerimiz var. *Bu bütçede harcama da var, yatırım da var. Bütçe giderlerinin milli gelire oranı yüzde 30.4'ten yüzde 32.6'ya çıkıyor. Dolayısıyla bu bütçeyle büyüme olur. Küresel kaynaklı bir vurgun olmaması durumunda seçim ekonomisi etkisiyle yüzde 5'lik büyüme hedefinin yukarı yönde aşılması güçlü bir olasılık. *Büyüme devam edecekse cari açık yüksek düzeylerini korumayı sürdürür. Böyle bir bütçe, cari açığı düşürmez. *Harcama ve gelir yönünden bu bütçe yüzde 4 enflasyon hedefine göre hazırlanmış görüntüsü vermiyor. Harcamalardaki artış oranı yılsonu enflasyon hedefinin 4 katı, vergi gelirleri 4 katı, toplam gelirler 2.5 katı düzeyinde. Deflatör yüzde 7 alınmış. Merkez Bankası'nın bu bütçeyle enflasyonu yüzde 4 olarak zor hedefler. Hedeflese de inandırıcı olmaz. Ya enflasyon hedefinden vazgeçilecek ya da hedefi tutturmak için politika değişiklikliğine gidilecek. Asıl sıkıntı burada. Enflasyonun hedeflemesinin birinci yılını mayıs-haziran dalgalanmasıyla kaybettik. İkinci yılına yüksek bir enflasyon bazıyla giriyoruz ve çifte seçimin dezavantajı var. Enflasyon hedefini de dalgalanma sırasında, faizleri artırırken zamanında değiştirmeyi beceremedik.
Her yıla bir sorun Geçmiş yıllara baktığımızda ekonomi açısından en iyi yıl 2004'müş. Enflasyon 37 yıl sonra tek haneye inmiş. Bütçe açığı daralıyor, faiz yükü azalıyor. Cari açık da ürkütücü boyutlarda değil. Büyüme ise yüzde 10'a dayanmış. *2005'te cari açık sorunu ön plana çıktı, milli gelirin yüzde 6.4'üne ulaştı. İlk büyük sorunumuzla tanıştık. *2006'da enflasyon da başkaldırdı ve yeniden çift haneli rakamlara yükseldi. İlk sorunumuzun yanına ikinci ana sorun eklendi. Ekonomide sorunumuz bir iken ikiye çıktı. *2007'de hem cari açık hem de enflasyon devam ederken bütçe ve bütçe dışında belediyeler, KİT'ler ve diğer kamu kuruluşları üzerinden yapılabilecek seçim harcamaları nedeniyle bir de bütçe sorunumuz ortaya çıkmasın! Sorunumuz iki iken üç olmasın! Bu konuda AKP Hükümetini kritik bir sınav bekliyor. Seçim dönemi ile birlikte geçit başına geliyoruz. Diğer hükümetlerden bir farkı var mı yok mu, göreceğiz.
Sonuç "Farkına varmadan başkalarını aldatmak ne kadar güçse, farkına varmadan kendini aldatmak o kadar kolaydır." La Rochefoucauld
|