Yerlilerden dövizle 2. dalgaya hazırlık
Yerli gerçek kişiler mayıs-haziran dalganmasından bu yana döviz tevdiat hesaplarını 4.5 milyar dolar artırdı. 16 Haziran'da 40.24 milyar dolara düşen kişilerin döviz hesabı sürekli bir artışla 44.68 milyar dolara çıktı. O tarihten beri 4 ay geçmesine karşılık döviz hesaplarındaki artış yüzde 11'i buldu. Bu, dövize ciddi bir yönelme anlamına geliyor. Halbuki finansal piyasalardaki son dört aylık gelişmeler negatif değil, daha çok pozitif. Türkiye'ye yabancı sermaye gelmeye ve piyasalar iyileşmeye devam ediyor.
Yönelmenin nedeni Finansal piyasa gelişmeleri pozitif olmasına ve döviz kurlarının gerilemesine rağmen, bu dönemde yerli gerçek kişilerin döviz hesaplarındaki sıçramaya bazı nedenler sıralanabilir. *Yukarıdaki tablodan izlenebileceği gibi, yerliler dövizde zaman zaman satıcı ve arkasından da alıcı olmuşlar. Bu hereketleri döviz kurlarının düzeyiyle yakından ilgili. Kurlar yükselirken yerliler satıyor. Düşerken de alıyor. *Bu eğilim, 2004 ve 2005 yılındaki türbülanslarda da aynen böyle gerçekleşti. 2004'te dolar kuru yüzde 19 artarken yerliler döviz hesaplarında 1.2 milyar dolarlık satış yapmış. Sonra dolar kuru yüzde 19 gerilerken yerliler dövizlerini 7.2 milyar dolar artırmış. 2004 yılındaki dövize yönelme yaklaşık 7 ay sürmüş. *2006 yılı dalgalanması daha şiddetli ve büyük boyutlu. Onun için de dalga sonrası dövize yönelme daha uzun süreli ve daha büyük boyutlu olabilir. Eğer eğilimlerde bir değişme meydana gelmediyse. *Bunun yanında 2006 yılını 2004'ten farklılaştıran bir kaç neden daha var. Biri, cari açığın 2004 yılına göre çok daha önemli bir sorun olarak ortaya çıkması. O dönemde cari açık probleminden bahseden azdı. Şimdi bu sorundan bahsetmeyen yok gibi. Cari açık sorunu demek, zamanı kestirilemese de döviz ihtiyacı ve kurun yükselmesine yol açacak bir gelişme demek. *2004'e göre 2006'da yaşanan bir başka fark, enflasyon ve reel faizlerin düşüyor olması değil, genelde yükselmesi ve bu düzeylerini koruması. Reel faizlerin bu yüksekliğidir ki, ülkeye dışarıdan sermaye girişini teşvik ediyor ve kurların gevşemesine yol açıyor. *2004 yılında genel seçim yoktu. 2006'yı izleyen yılda ise biri cumhurbaşkanlığı olmak üzere çifte seçim yapılacak. Böyle bir dolarizasyon eğilimini siyasi belirsizliklerin artacağı bir yılın izleyecek olması, bizzat bu dolarlaşma dönemini uzatıcı bir etkiye sahip. *Küresel piyasaların kırılganlaşması, dünya ekonomisinde bir geçişin ve daha belirsiz bir dönemin yaşanıyor olmasına paralel ikinci bir dalganın beklenmesi bizzat böyle bir dolarlaşma sürecini destekliyor. IMF'nin de ikinci bir dalgalanma beklemesi ve bu konuda uyarıcı açıklamalar yapması dikkat çekici ve hafızalarda kalan bir gelişme. *Al-sat eğilimini dövizde ortaya koymaya başlayan yerli gerçek kişiler belki de ikinci bir dalgalanma başladığında yine satışa geçecekler. Dolayısıyla finansal piyasalarda en temel para kazanma kurallarından biri olan düşük fiyattan alıp yüksek fiyattan satma eğiliminin döviz piyasasında yerliler tarafından sahnelenmesi, bu piyasada fiyat aşırılıklarını törpüleyici sonuçlar yaratıyor.
Oynaklığı azaltıyor İster cari açık ister seçim isterse de küresel piyasalardaki daglanma nedeniyle olsun, yerlilerin döviz piyasasında ortaya koydukları bu yeni yaklaşım, dövizdeki oynaklığı azaltıyor. Zaman zaman dolarizasyon eğilimini güçlendirse de, bu yönüyle makro ekonomik istikrara hizmet ediyor. Tabii gerçek kişilerin amacı bu hareketleriyle makro ekonomiyi kurtarmak değil, para kazanmak veya kayıplarını azaltmak. Yerlilerin dövize yönelmesi ikinci dalgaya hem kişisel hem de makro düzeyde bir hazırlık görüntüsü veriyor.
Sonuç "O kadar çatlak su kaçırmaz" Türk Atasözü
|