"Mavi Çağrı" çökertilince
Turgut Özal kalp krizi sonucu öldüğünde en büyük eleştiri Çankaya Köşkü'nde bir doktorun bulunmamasınaydı. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, bu eleştiriler karşısında boş durmadı. Çankaya'ya çıktığında ilk işi, "Devlet büyüklerinin sağlık durumunu takip" amacıyla acil sağlık sistemi oluşturulması oldu. O dönem özel doktorluğunu da yapan Numune Hastanesi Başhekimi olan Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'na şu talimatı iletti: "Doktor, Özal'ın başına gelenler bize ders olsun. Batılı ülkelerde devlet büyüklerinin sağlık durumunun takibi nasıl oluyorsa, inceleyin ve benzer bir birimi oluşturun." Model olarak Beyaz Saray alındı. Adına da "Mavi Çağrı Sistemi" denildi. Numune Hastanesi sistemin merkez üssü olarak tayin edildi. Önce devlet hastanelerinin "acil servislerinde görev yapan" alanında en iyi doktorlar, hemşireler ve sağlık görevlileri belirlendi. Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı ve Başbakanlık bünyesinde nöbetleşe görev yapacak, 6'şar kişiden oluşan müdahale ekipleri kuruldu. Devlet büyükleri, baştan aşağı sağlık taramasından geçirildi. Bununla kalınmadı, tüm hastaneler tarandı ve devlet büyüklerinin geçmişten bu yana yaptırdıkları sağlık kontrollerinin dosya sonuçları Mavi Çağrı Üssü'ne taşındı. Devlet büyüklerinin hastalıklarından, ilerde karşılaşılabilecek sorunlarına kadar her türlü bilgi bir tuşa basılıp ulaşılabilecek şekilde elektronik ortama taşındı. Ardından, Türkiye'deki tüm hastanelerin doktor ve hemşirelerin uzmanlık alanlarına ilişkin bilgiler de toplandı. Hatta, doktorların nöbet listelerinden, cep telefonlarına kadar haklarındaki bilgiler alındı, sürekli yenilendi. Amaç, devlet büyüklerinden birisinin herhangi bir anda rahatsızlanması halinde, en yakında bulunan hastaneye yönlendirilmesi ve o an görevde bulunan doktorların uyarılmasıydı.
Sistem çöküyor Demirel'in Cumhurbaşkanlığı süresince sistem Çankaya'da çalıştı. İlk bozan ise TBMM oldu. Mustafa Kalemli'nin başkanlığı sonrası TBMM'deki Mavi Çağrı ekibi dağıtıldı. Meclis'i, Başbakanlık takip etti. Tansu Çiller döneminde Başbakanlık'taki acil sağlık ekibinin de görevine son verildi. Ahmet Necdet Sezer de Çankaya'ya çıktıktan bir süre sonra Mavi Çağrı ekibini gönderdi. Numune Hastanesi'ndeki üs de görev alanı kalmadığı için kapatıldı. Mavi Çağrı ekibinden, Çankaya'daki görev süresi dolduktan sonra sadece Demirel'in yanında bir doktor kaldı. Bunun yararı da görüldü. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın dünkü sorununa benzer şekilde hipoglisemik şok; yani kan şekerinde düşüşün yarattığı rahatsızlığı geçiren Demirel anında hastaneye sevk edildi. Sorun bitmedi; Bülent Ecevit Başbakanlığı sırasında evinde rahatsızlandığında, yakınında sağlık ekibi yoktu. Eşi Rahşan Ecevit'in Koruma Müdürü'nü uyarması sonucu çağrılan ambulansla hastaneye gidebildi. Cumhurbaşkanı Sezer de rahatsızlandığında Hacettepe Hastanesi'ne makam otomobiliyle götürüldü. Ve dün Erdoğan'ın başına gelen... Meclis'e giderken rahatsızlandığında yakınında bir tek sağlık görevlisi yoktu. Götürüldüğü hastane, Başbakan'ın rahatsızlanıp kendisine doğru gelmekte olduğunu da bilmiyordu. Hastaneye varıldığında, Erdoğan'ın zırhlı makam otomobilinin içinde tek başına kapalı kalıp 8 dakika sonra cam kırılarak dışarı çıkarılabilmesi olayına ise söylenecek söz yok... Türkiye, her şeyini emanet ettiği devlet büyüklerinin sağlığına sahip olamamasının paradoksunu dün bir daha yaşadı.
|