|
|
|
|
|
|
Töreye karşı gelen baba dışlanıyor
'İzlenme rekoru kıran 'Sıla' adlı dizinin başrol oyuncusu Cansu Dere, Mardin'de gerçekleşen çekimler sayesinde farklı bir dünya ile tanıştığını söylüyor: Törelere göre; yanlış yapmış kızını öldürmeyen babaya bakkal ekmek satmıyor. Adam camide namaz bile kılamıyor!.
atv'nin töre ve berdel evliliklerinin açtığı yaraları konu edinen dizisi 'Sıla', konusuyla olduğu kadar oyuncuların performanslarıyla da konuşuluyor. Yönetmenliğini Gül Oğuz'un üstlendiği; başrollerinde Cansu Dere, Mehmet Akif Alakurt, Menderes Samancılar, Fatoş Sezer, Hümeyra ve Cemal Toktaş'ın rol aldığı dizi, yayınlanmaya başladığı günden bu yana izleyenlerde beklenen etkiyi bıraktı ve üçüncü bölümü gün birincisi oldu... Oyunculuk yeteneğini Uğur Yücel sayesinde geliştirdiğini söyleyen dizinin başrol oyuncusu Cansu Dere'nin performansının, dizinin beğenilmesinde büyük pay taşıdığını düşünenlerin sayısı hiç de az değil... Dizinin çekildiği Mardin'de hayata bakışının değiştiğini söyleyen ünlü model, 'Sıla'nın töre cinayetlerine az da olsa faydası olacağına inandığını söylüyor... * Sıla için gerçekten çok çalışıyorum ve oldukça zaman ayırıyorum. Kadın üzerine konusu olan dizilerin tutmasının zor olduğu yönündeki görüşlerin doğruluk payının ne olduğunu bilmiyorum. Benim düşünmem gereken, verilen rolü en iyi şekilde canlandırmak. İşimin üstesinden en iyi şekilde gelmenin uğraşı içindeyim. * 'Sıla' için gittiğim Mardin'de hayata bakışım değişti, yeni felsefeler edindim. Oradaki olayları buradan da biliyordum. Ama bilmek ile yaşamak çok farklı. Burada başınızın üzerinden geçen askeri helikopteri dikkate almazsınız ama orada gözden kaybolana kadar takip ediyorsunuz. O bölgede çekilen sıkıntıları buradan anlamak mümkün değil.
BİLENLER BİR ŞEYLER YAPMALI * Töre cinayetleri hakkında orada birçok olay anlatıldı bana. Bunun engellenmesinin en etkin çözümü, kanımca o bölgenin topyekün bir aydınlanmaya girmesi. Bu nasıl gerçekleştirilir bilmiyorum ama bilenler bir şeyler yapmalı. O bölgenin törelerine göre, yanlış yapmış bir kızı öldürmeyen babaya bakkal ekmek satmıyor, adam camiye gidip namaz bile kılamıyor! Babanın, ağabeyin üzerinde büyük bir toplumsal baskı oluyor. O baskıyı kırmak gerek. Hiçbir şey insan hayatından daha önemli değil. 'Sıla'da bunu anlatmaya çalışıyoruz. Ne kadar faydamız olur bilemeyiz ama hiçbir şey yapmamaktan iyidir. Kumsaldaki deniz yıldızlarını denize atan adamın hikayesi gibi. * Burada günlük yaşamımızda dert ettiğimiz birçok konu, o bölgedeki insanları hiç ilgilendirmiyor. Bizim dert ettiklerimiz onların dünyasında yok. Örneğin orada benim yaşımdaki bir kadının dört-beş çocuğu var. Derdi çocuklarına bakabilmek. 'Neden bu kadar çok çocuk yaptın?' demek o kadınlar için hiçbir anlam ifade etmiyor. Çünkü onların dünyasında doğum kontrolü diye bir kavram yok. * Sıla'nın en küçük ölçüde bile sırıtmaması gerekiyordu. Daha önce Doğu'ya bir kez gitmiştim. Bu ikinci gidişim. 'Sıla'nın ruhunu anlamak için Mardin'de çok kişiyle konuştum. O bölgenin insanı nasıl düşünüyor, hayata hangi pencerelerden bakıyor anlamaya çalıştım. Berdel olan bir genç kadının ruhunda nasıl fırtınalar eseceğini hayal ettim. * Mardin'de bana en çok yardımcı olan kişi Menderes Samancılar. Kendisi yöre insanını çok iyi tanıyor. Bana sürekli olarak yöre, yaşam tarzı, gelenekler konusunda bilgi veriyor.
STARLAR ARTIK UZUN BOYLU * Uzun boylu kadınların oyunculukta şanslarının olmadığını düşünmüyorum. Yeni nesil oyuncular hep uzun boylu. Dünyada böyle. Nicole Kidman ve Charlize Theron Oscar almış oyuncular. Eskiden Türkiye'de olduğu gibi Hollywood'da da kadın oyuncular fazla uzun boylu olmuyormuş ama şimdi değişti. Starlar artık uzun boylu. Kenan İmirzalioğlu ve Mehmet Ali Alakurt ile bu konuda hiçbir sorun yaşamadık. Fikret Kuşkan ile de aslında sancı yaratacak bir boy sorunu içinde olmadık. * Oyunculuğu para kazanmak için değil, çok sevdiğim için yapıyorum. Bir de üstüne para veriyorlar. Daha ne isteyeyim? İnsanın sevdiği işi yapması ve o işten para kazanması çok az kişiye nasip oluyordur. Çoğu insan yaptığı işi sevmiyor ve beklentisinin altında para kazanıyor. İşte o insandan yaptığı işe hayır gelmez. Bu nedenle kendimi oyunculuğa karşı daha sorumlu hissediyor, elimi taşın altına sokmaktan çekinmiyorum. * Kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Öğrenme açlığı yaşıyorum. Algılarımı sürekli açık tutmaya çalışıyorum. Çevremde ne oluyor ne bitiyor, olan neden oluyor, olması gereken neden olmuyor... Bunların üzerine düşünüyorum, yorum yapıyorum. Düşündüklerimden, yorumlarımdan çıkardığım sonuçları zihnimin bir köşesine depoluyorum. Bir gün mutlaka gerekli olur.
MEHMET ÇALIŞKAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|