Sezer'in öngörüsü...
Cumhurbaşkanı Sezer bugün Meclis'te, hem kendisinin, hem de bu yasama yılının son konuşmasını yapacak. Çünkü, Mayıs ayında görev süresini tamamlayacak... Meclis de eğer ki erken seçim olmaz ise Milletvekili Seçim Kanunu'nun 6'ıncı maddesi gereği, seçim döneminin başlayacağı 3 Temmuz'da faaliyetini sonlandıracak... 14 Ekim 2007 günü de seçime gidecek. Peki, Sezer bugün Meclis kürsüsünden ne diyecek? Önceki gün Köşk'te Bağımsız Cumhuriyet Partisi Genel Başkanı Prof. Mümtaz Soysal ile parti yönetimini kabulünde söylediği sözler, bugünkü Meclis konuşmasının çerçevesi hakkında bilgi veriyor.
Erdoğan'ın hedefi Köşk Prof. Mümtaz Soysal'a, dünkü sohbetimizde Sezer ile yarım saat süren görüşmesini sorduğumda, şu yanıtı vermekle yetindi: "Genel durum değerlendirmesi yaptık. Biz ve Sayın Cumhurbaşkanı durumu nasıl gördüğümüzü anlattık. Görüşlerimiz arasında çok büyük farklar yok..." Aktarıldığına göre, görüşmenin ağırlıklı konuları, Cumhurbaşkanlığı seçimi, AK Parti ve CHP ile askerin son dönemdeki çıkışı oldu. Önce Prof. Soysal durum tespitinde bulundu: "Erdoğan'ın hedefi Cumhurbaşkanlığı... Köşk'e çıktıktan sonra, genel seçime kadar çok şey yapabilir. Köşk'e çıktıktan hemen sonra, Anayasa değişikliği ile genel seçimi, başkanlık sistemine geçiş oylamasına dönüştürebilir..." Sezer, Prof. Soysal'ın görüşlerine onay verdi. Hatta bununla yetirmeyip, AK Parti'nin rejime dönük uygulamalarını "kötü gidiyorlar" diye eleştirdi... Sezer, 9 BCP'linin önünde, Erdoğan ile ilgili öngörüsünü söylemekte de sakınca görmedi: "Erdoğan, Cumhurbaşkanı olma konusunda kesin kararlı..." Sezer, bunu engellemek için CHP'nin Meclis'te uyguladığı taktik ve siyasetini "uygun bulmadığını" da dile getirdi. Baykal'ın, "Erdoğan Cumhurbaşkanı olsun, ben ona muhalefet yaparak, üzerinden seçim kazanırım" taktiğinin yanlış olduğunu söyledi. Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesinden son dönemde gelen "İrticai faaliyetlerin arttığına ilişkin" sert açıklamalara, Sezer'in yaklaşımı şöyle oldu: "Rejimi zorluyorlar. Tabii, birileri de rejime sahip çıkacak. Tek güvence de asker..." Hükümetin, kendisine ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne rağmen Lübnan'a asker gönderme kararını Meclis'ten çıkarıldığını anımsattı. Asker göndermeye ilişkin çıkacak Bakanlar Kurulu kararlarında, tezkerede belirlenen sınırlar ötesinde bir durum olursa veto edeceğini açıkladı.
Sine-i millet olur mu? Sezer'in Erdoğan konusundaki öngörüsünü, CHP'nin kesme çabası var mı? Örneğin, Ankara'da dolaşan, "Kasım'da, CHP sine-i millete dönecek" senaryosu gerçek mi? Soruyu dün CHP lideri Deniz Baykal'a yönelttim... Önce, AK Parti'nin hazırlığını yaptığı, Seçim Kanunu ve Anayasa değişikliğine "kesinlikle destek vermeyeceklerini" söyledi. "Öyle, 12'ye 5 kala, günlük ihtiyaca göre Anayasa ve Seçim Kanunu değişmez" deyip ekledi: "Seçim Kanun'u değişikliğinin ilk seçimde uygulanması için Anayasa değişikliğine ihtiyaç var. Anayasa değiştikten, bu seçimde uygulanamaz engeli kalktıktan sonra, AKP çoğunlukla ne yapar? Olan rejime olur..." Kulaktan kulağa fısıldanan senaryoya dönersek; Anayasa gereği Kasım'dan sonra ara seçim ortadan kalkacak. Bir il veya seçim çevresinin Meclis'te temsilcisi kalmazsa, orada 90 gün içinde seçim zorunlu olacak. Bu durumda CHP sine-i millete dönüp, genel seçimi zorlar mı? Baykal, "hayır" demedi: "Gelişmeleri bir görmemiz lazım. Cumhurbaşkanı'nı yarın (bugün) dinleyelim bakalım" yanıtıyla yetindi...
|