|
|
Halit Ergenç Real ve kılıksızlar...
Festival bitti, dedikodulara devam... Geçen yazıda yer kalmadığı için değinemediğim birkaç ayrıntıdan daha söz etmek istiyorum. Biri Halit Ergenç... Festivalin sunuculuğunu üstlenen nam-ı diğer Sinan, geleceğin yıldızı... Bir kere çok iyi bir oyuncu. 'Aliye'de izliyorsunuz zaten. 'Babam ve Oğlum' filminde çok kısa bir rolü vardı ama o kısacık rolüyle bir dönemi özetlemişti. Sunuculukta da iddialı olduğunu kanıtladı. Özgü Namal dünya şekeri ama o bir Axess kızı. Deli dolu, sahnede de öyleydi. Eksiğini Halit Ergenç tamamladı. Sahneye çok yakışıyor, giysiyi iyi taşıyor, aksaklıklara hemen müdahale ediyor. Yakışıklı, sesinin tonu, diksiyonu da iyi. Daha ne olsun... Bir diğer övgü de festivalin ana sponsoru Metro Grubu içinde yer alan Real hipermarketler zincirine. Ekim ayında Antalya'da açacakları marketten önce bir kültür merkezini hizmete soktular. Sonra da şehrin en önemli kültür ve sanat olayına 500 bin euro vererek katkıda bulundular. Metro Grup, önümüzdeki günlerde de IKEA'ın bulunduğu bölge olan Yeni Ümraniye'de spor giyimin ağırlıkta olacağı büyük bir alışveriş merkezini açmaya hazırlanıyor. Giyim deyince, festivale katılanların özensizliğinden de bahsetmek gerek. Gerçi her festival sonrasında aynı şeyler konuşuluyor ama konuşulmalı. Davetliler özeniyor, en güzel, en şık elbiselerini giyiyor, kadınlar kuaföre gidip, saçlarını taratıyor, makyaj yapıyorlar. Ödül alacak olanların yarısı ise en kötü halleriyle geliyor. Sanki özellikle süslenmiyorlar gibi. Eminim bir iş toplantısına veya arkadaşlarla buluşmaya daha özenli gidiyorlardır. Erkekler takım elbise giymeyebilirler, kadınlar tuvalet veya elbise giymek zorunda değiller ama paçaları bollaşmış jeanlerle, her yanı sarkmış tişörtlerle gelmenin de hiç bir anlamı yok. Hiç olmazsa yeni yıkanmış olsun, ütülü yani... Tüketime karşı olabilirler, günün modasını izlemeyebilirler ama bir insanın kendi stili olur değil mi? En azından saçlarını tarayabilirler. Dudaklarına ruj değil ama bir parlatıcı sürebilirler. Bir kadına en yakıştırdığım şey topuklu ayakkabıdır. Her kadının gardırobunda bir tane olmalı bence. Kendilerini iyi hissetmek için... Kısacası o gece ödül kazanan kadınlar ve erkeklerin yarısı çok kılıksızdı...
|