|
|
Seninle Bir Dakika...
SEMİHA Yankı'yı Kanal D'deki Sabahların Sultanı programında izlerken, beyin kıvrımlarımda aynı soru dolaşıp, durdu: "Acaba Seninle Bir Dakika bu yıl Eurovision'a katılsa, sonuç ne olurdu?" Televizyonların başına kilitlendiğimiz o gün, bugün gibi aklımda. 22 Mart 1975... Siyah-beyaz televizyona burnumu yaslamıştım. Timur Selçuk orkestranın başına geçmişti. Bülend Özveren'in sesi titriyordu. Aslında halk jürisi Ali Rıza Binboğa'nın Yarınlar şarkısını seçmişti. Ama seçici kurul Seninle Bir Dakika'da karar kıldı. Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs Barış Harekatı'nın ardından bu yarışmaya katılmamıza karşı çıkmış ve "Türkiye'nin tanıtımına bir katkı sağlamaz" açıklamasında bulunmuştu. Ama gitmiştik işte... Yunanistan'ın şarkısına sıra geldiğinde yayın kesildi. Ankara stüdyolarından Ayten Alpman'ın Memleketim'ini dinledik, tüylerimiz ürpererek... Oylama başladığında çocuk kalbim gümbürdüyor, nefesim kesilecek gibi oluyordu. Ama beklediğim puanlar bir türlü gelmiyordu. Nihayet Monaco'dan 3 puan geldi. O sırada skorboard bozuldu. Puanlarımız güçlükle tahtaya yazıldı. Zaten başka da puan gelmedi. Sonuncu olduk. Bir hafta yüzüm asık dolaştığımı hatırlıyorum... Perşembe günü Semiha Yankı'yı dinlediğimde bir kez daha emin oldum. Seninle Bir Dakika bugüne kadar Eurovision'a gönderdiğimiz en iyi üç şarkıdan biriydi. Ve eminim bu yıl Semiha Yankı, arkasına Hepsi grubunu alıp, Eurovision'a katılsa, yeri kesinlikle ilk 10'un içinde olurdu...
|