301 değişmez
Elif Şafak, Orhan Pamuk gibi yazarların eserlerinde "Türklüğe hakaret" ettikleri gerekçesiyle sanık koltuğuna oturtulmaları, Meclis açılırken Ankara kulislerinde "301. madde değişir mi değişmez mi" tartışmasını da beraberinde getirdi. Dışişleri Bakanı Gül, Avrupa Birliği, AB bürokrasisi, Ali Babacan, TÜSİAD ve "özgürlükçü" eğilimli siyasiler, "Türklüğe hakaret" gibi hukuken muallak bir kavramla gazeteci ve yazarların yargılandığı bu maddenin değişmesini istiyor. Ancak karşılarında da bir o kadar güçlü bir "301'ci Blok" var: Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Kabine'nin bazı üyeleri, AK Parti içinde "Aman yükselen milliyetçilik yüzünden seçim kaybetmeyelim" diyen siyasiler ve tabii ki CHP ve MHP... 301 bu tabloda değişmez. Ne ekime kadar, ne de seçime... Bazen dünyaya "Ankara gözlüğü"yle baktığınızda, İstanbul'da görünenden apayrı bir tablo ortaya çıkıyor. İstanbul'un Batılı, liberal, elit tabakası, 301'i, "çağdışı", "yasakçı" ve "AB yolunda akla mantığa sığmayan bir engel" olarak görüyor. Oysa "seçim" kaygısını şimdiden ensesinde hissetmeye başlayan Ankara ahalisi için durum farklı. AK Partililer, "Kürt açılımı" ve Başbakan'ın şehitlik sözleri sonrasında kendilerine karşı yükselen milliyetçi eleştirilerden son derece rahatsız; CHP ve MHP'den gelecek "Önce şehitleri aşağıladınız, sonra Türklüğe hakareti meşru kıldınız" eleştirilerini göğüsleyebilecek gücü kendinde bulmuyor. Kısacası Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'den 301 konusunda güçlü ve ısrarlı bir liderlik gelmezse, bu Meclis, bu yasayı değiştirmez! Dün birkaç AK Partili'den sonra Adalet Bakanı Cemil Çiçek'le sohbetimde bunu bir kez daha gördük: - Efendim 301... - Hayret ediyorum Türkiye'nin durumuna. Bu maddenin değişmesini AB istiyor diyorlar. AB'yi sopa olarak kullanıyorlar. Nuriye Kesbir'i iade etmeyecek, Fehriye Erdal'ı kaçıracak, Papa olarak böyle beyanat vereceksin... Avrupa kendi haline baksın. Bunlar bu bağlamda tartışılmıyor. 301 TCK çerçevesinde çok evvel geçti. Neden o zaman kimse itiraz etmedi? - Peki 301'i değiştirmeden yazarların yargılanmasını önlemek mümkün mü? - Aslında gelişmeler iyi yönde. Orhan Pamuk ve Baskın Oran'ın davaları düştü. Bir tek karar çıkan Hrant Dink var. Bu arada kimse Yargıtay 4'üncü Hukuk Dairesi'nin ifade özgürlüğünü genişleten kararlarına dikkat etmiyor. Yargıtay abartılı ifadelerin bile düşünce özgürlüğü kapsamında olabileceğini söyledi (301'i sürekli tartışmak yerine). Bu tarz içtihatların oluşmasına fırsat vermek lazım. Ama hakaret serbest mi olsun? - Yazarlar... - 301'inci maddenin benzeri Almanya'da var, Fransa'da Hollanda'da var. İtalya'da aynısı var. Aşağılama Avrupa'da da suç. Atın bakalım Bin Laden'i öven bir manşet Avrupa'da ne oluyor... - Ama orada yazarlara yönelik böyle davalar yok... - Nasıl yok. "Ermeni soykırımı yoktur" demeyi suç sayan ülkeler var. Tasarı hala Fransa'da duruyor. Bernard Lewis'i tazminata mahkum ettiler. Avusturya'da "Yahudi soykırımı yok" diyene 3 sene ceza verdiler. Biz AB'yi çok namuslu, hukuka çok saygılı sanıyoruz. En büyük özgürlük hayat hakkıdır. Sen hayat hakkını elinden alan teröriste bakma, sonra... Avrupa bu noktada sabıkalı. Papa'nın bu açıklaması sonrasında bile sokakta sorsanız çok kişi "Avrupa'ya girmeyelim" der. Memleketin işi gücü yok, "Türklüğe hakaret mi?.."
|