Gerets ve Hakan
Hakan Şükür'süz Galatasaray takımı bütün iyi niyetine hırslı ve disiplinli mücadelesine rağmen rakibi karşısında pozisyon bulamayarak beraberliğe razı oldu. Galatasaray ilk yarıda kontrollü bir futbol sergiledi. Bilhassa yenecek golün yaratacağı yük handikapını düşünerek savunma tedbirlerine özen gösterilmesi akılcıydı. Ancak ofansif girişimlerde etkinlik sağlanamadı. Maçın ilk bölümünde Arda'nın aut çizgisine inerek yaptığı gollük asist dışında rakip kaleyi tehdit edemediler. Bunun da sebebi açıkca belliydi. Altı aydır bir yarım devre oynayan Ümit Karan fizik açıdan çok güçsüzdü. Aynı şekilde Necati de hazır değildi. İliç'in ise hiç katkı sağlayamayacağı belliydi. İleride iki forvet top tutamıyor, İliç de Bordeaux ataklarında mecburen İnamoto'ya yakınlaşıp yardım ediyordu. Bu tabloda İliç kendi alanındayken takım hücuma çıkınca özelliklerini kullanacağı bölgelere çok uzak kalıyordu. Yan ortalarda Bordeaux defansı Galatasaray forvetlerini hiç zorlanmadan kontrol altına alıyorlardı.
İKİNCİ YARI TEMPO YÜKSELDİ İkinci yarıda Galatasaray tempoyu yükseltti. İlk yarının aksine doğal olarak riskleri arttırdı ama bütün gayretine rağmen son dakikaya kadar tek pozisyon bulamadı. Bu dakikada bulunan pozisyonu da zaten formsuz olan Necati değerlendiremedi. Sonuçta da beraberliğe razı oldu. Tomas ve Song ikilisi çok başarılıydılar. Bilhassa kuvvetli forvet Darcheville ile iyi savaştılar. Onlardan sonra beğendiğim isimler Sabri ve Arda'ydı. Benim bildiğim Hakan Şükür sakat da hasta da olsa bu tip maçlarda çıkar oynar. Bana göre Hakan Şükür'ü, Gerets bu maç için düşünmedi. Nasıl böyle bir mantık olabilir? Hakan Şükür'ün özellikleri belli. Ona tercih ettiğin forvetlerin Necati, Ümit Karan ve sonradan oyuna giren Hasan Kabze üçlüsünden hiçbiri hazır değil. Hakan Şükür'ü hiç olmazsa kulübeye al, ikinci yarı sahaya sür. Eğer öyle olsaydı Galatasaray bu maçı büyük ihtimalle kazanırdı. Hakan Şükür'süz ve formsuz Galatasaray'ın bir puan alması bile bence kötü bir sonuç değil. Hiç olmazsa ümidi devam ediyor.
|