Muhalefetin muhalifleri...
Muhalefet parti yönetimlerine muhaliflerin yaratacağı yeni bir siyasi oluşumun başarı şansı ne olur? Eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın yeni bir oluşum için temas ettiği kişilere baktığımızda soru önem kazanıyor. Yılmaz'ın planladığı oluşumun odak kitlesi; daha çok Anavatan Partisi yönetimi muhaliflerinden oluşuyor. Bunun böyle olmasının nedeni; Yılmaz'ın partinin kurucusu ve en uzun süreli eski genel başkan olması bir yana bırakılırsa, Anavatan'ın bugünkü durumundan kaynaklanıyor. Çünkü, Anavatan Parti yönetiminde dinamizm bir türlü yakalanamadı. Mumcu'ya en fazla destek veren isimler dahi kendisiyle ters düştü. Örnek mi; Bitlis Milletvekili Edip Safter Gaydalı... Gaydalı, kısa süre önce Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa etti. Gerekçesi de ilginçti: "Genel Başkan'la parti yönetimi arasındaki danışma mekanizması sağlıklı işlemiyor. Genel Başkan, başta Mesut Yılmaz'la görüşme sürecindeki açıklamaları olmak üzere, birçok konuda parti yönetimiyle görüş alışverişinde bulunmadan bireysel karar alıyor..." Sadece Gaydalı değil, Mumcu'nun kongrede listesinden çıkardığı isimlerden bazıları da MKYK'dan istifa etti. Anavatan'da böyle bir dağınıklık hakim iken, Yılmaz ve arkadaşları olağanüstü kongre ile yönetimi ele geçirme yoluna gidebilir mi? Yılmaz'ın Ankara'da iki gün süren temaslarından çıkan sonuç tam tersi: "Olağanüstü kongre toplamak kolay, ama ondan sonra da Anavatan ile bir noktaya gidemeyiz..." Bunun için merkezde yeni bir oluşumun başlangıç vuruşunun yapılmasına karar verilmiş.
Çatı kadro Yeni oluşum için öngörülen tarih ise bu ayın sonu... Peki yeni oluşumun çatı kadrosu kimlerden oluşacak? Yılmaz'ın temas ettiği isimler sıralandığında görünen ortak özellikleri "muhalefetin muhalifleri" olması. Sadece merkez sağda değil, merkez sol partilerde de geçmişte yer almış isimlerin bir araya geldiği bir siyasi yapılanma kısa vadede ortaya çıkabilir mi? Veya, geçmişte Süleyman Demirel için söylenen "Bir bilendi, şimdi bir bölen oldu" suçlaması, bugün harekete öncülük yapanlar için yönetilirse ne yanıt verilir? Yeni oluşum için kolları sıvayanların bu soruya yanıtları ise şöyle: "Bugün merkez sağ ve sol partilerin oy oranı yüzde 30'lar seviyesinde olsa, haklı bir suçlama. Ama muhalefet partilerinin yüzde 15-17 seviyesinde seyrettiği; yüzde 40 kararsız seçmenin alternatif aradığı dönemde, bir bölen olacağımız söylenebilir mi?"
Arayan çok ama... Partileşme sürecinde önlerinde iki riskin olduğunu da kabul ediyorlar. İlki, olasılığı düşük de olsa erken genel seçim. Diğeri ise birlikte yola çıkmak için temas ettikleri isimlerin, daha önce bulundukları parti yönetimleri tarafından kabul görür hale gelmesi... Nitekim bunun ilk sinyalleri de CHP ve DYP'den gelmeye başladı. CHP lideri Baykal, bir süredir parti ile ilişkisini kesmiş kişilerin yeniden kazanılması için çaba gösteriyor. DYP lideri Mehmet Ağar da gelecek aydan itibaren partiye daha geniş kapsamlı bir katılım için temaslarını sürdürüyor. Geçmişte merkez sağ ve sol kadrolarda yer almış, ancak yıpranmamış isimlerin DYP'ye katılımının sağlanması için çaba gösteriyor. Eski bir siyasetçinin de dün söylediği gibi; Ankara'da hareket arayan çok, ama henüz hareket yok..." Meclis'in salı günü açılmasının ardından, iftar sofralarıyla birlikte, ekimde siyasetin de hareketlenmesi kaçınılmaz görünüyor. Özetle, Ankara'da siyaset sotaya yatmış, gelişmeleri izliyor.
|