| |
|
|
Mangal yürekli köylüler
Benim adım Yüksel Ekinci... Şoförler Odası Başkanıyım... Şoför esnafının durumu içler acısı. - Neden?.. Otomobilin, kamyonun tekerleri dönmüyor mu? - Dönüyor ama bize dönmüyor. - Kime dönüyor? - Lastiğe, mazota, tamire, sigortaya, vergiye dönüyor... 500 şoför esnafı var, eve ekmeği zor götürüyor.
- Ben Diğrak köyünün eski muhtarı Hüseyin Altınayak... Sizi bizim köye götürmeye geldim. Hüseyin'in köyü toplantı yaptığımız yere 40 kilometre. - Hüseyin başka zaman gelsek... Köylü nasıl? - Sayın abim, deveye sormuşlar neren eğri diye... Deve demiş ki nerem doğru?.. Bizimkisi de o hesap. Hüseyin "besici." "Besicinin durumu iyi değil" dedi. Sonra da "asıl diyeceğim başka" diye devam etti: - Güneydoğu'dan şehit geliyor, kolumuz kanadımız kırılıyor... Bağrımız yanıyor... Bu kan dursun artık.
Hüseyin "bu kan dursun artık" diye bağırınca... Salonda bir alkış koptu. Ağlamalar başladı. "Sen hiç mezarlığa gittin mi" diye soranlar oldu. Toplantıdan sonra mezarlığa gittik. Bir mezarın üzerinde "ağaç dalından yapılmış direğe asılı bir bayrak" dalgalanıyordu. Şehit mezarıymış..
Akşehir ve Ilgın Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Türkmen söz istedi: - Derdimi yazdım, bu dosyaya koydum... Ankara'ya dönünce okursunuz.
Derken bir başka köylü ayağa kalktı: - Kandil dağında mehmetçik vuruluyor... Bayrağı çekip yürüyeceğim... Yok mu peşimden gelecek olan... Filistin'i, Lübnan'ı kurtarmaya soyunuyoruz... Önce kendi vatanımızı kurtaralım... Bu kutsal toprakta kiracı mıyız?.. Nedir bu pısırıklık?
Sonra bir diğer köylü: - Yurt dışından damızlık adı altında kesimlik hayvan geliyor... Hayvancılık can çekişiyor... Brüksel istedi diye 15 günde 15 kanun çıkaran benim Meclisim tütüne, pancara, fındığa, pamuğa da sahip çıksın... Elimiz kolumuz Brüksel'de bağlanıyor.
Kim demiş "köylü cahil" diye. Ayaklarında "Avrupa ayakkabı" yok. Sırtlarında "markalı giysi" yok. Ama "mangal gibi yürekleri" var. Ve her şeyden, yurtta ve dünyada olup biten her şeyden haberdarlar.
|