|
|
'Hülya hiç tipim değildi'
Hülya Avşar'dan boşandıktan sonra da basının ısrarla takip etmeye devam ettiği Kaya Çilingiroğlu, Feraye Tanyolaç'tan doğacak oğlu Hüseyin Kaya Çilingiroğlu'na vasiyetini açıkladı.
İnce, esmer, uzun boylu seviyor "Benim güzellik anlayışım değişiktir. Hülya benim tipim bir kadın değildi, ama bir anda âşık olduk birbirimize. 100 tane kadın arasından 'Hülya Avşar senin,' deseler, Yok benim tipim değil,' derim."
'Oğlumun adı Hüseyin Kaya' "Babama karşı özel bir aşkım var. Oğlumu o göremedi, ama hiç olmazsa oğlumun ismini Hüseyin Kaya koyacağım ve vasiyet edeceğim ki, onun da oğlu olursa aynı ismi koysun."
'En doğru adam benim'
18 yaşında dövdüğü gazeteci, hiperaktivitesi, babasına olan düşkünlüğü, inanç dünyası bir yana Hülya Avşar'ın tatilde olmasından faydalanalım istedik ve Kaya Çilingiroğlu'nu belki de son kez konuşturduk.
- Feraye Tanyolaç size yanlış yaptı mı, ya da haksızlık? - İki taraf da istedi o çocuğu. Orada bir yanlış yok.
- Peki ama ilk günden haberiniz var mıydı, geciktirerek mi söylendi? - Tabii vardı. Bir ay sonucunda Feraye anladığı anda, hemen söyledi bana.
- İstemiyor gibiydiniz? - O anda ben bir laf söyledim, o yanlış anlaşıldı. Ben çocuğu istemiyorum demedim. Ben sadece zamanlamasının yanlış olduğunu, biraz daha zamana ihtiyacımız olduğunu söyledim. Feraye'yle bunu tartıştık. Onu da ben kamuoyuyla paylaştım. Sanki Feraye zorla benden hamile kaldı gibi oldu. Asla öyle bir şey yok. Tamamıyla beraber karar verdik.
- Feraye ile mutlu olacağınıza inanıyor ya da ümit ediyor musunuz? Yoksa, bu ilişki çoktan bitti mi aslında? - Arada çocuk olunca ilişki bitmez.
- Ama sanıyorum onunla yola devam etmeyeceksiniz.. - Bu tip sorular, cevapları itibarıyla onları inciten sorular oluyor.
- Hülya Avşar'ın arkadaşı Ali Güven söylediğiniz gibi sizi hiç ilgilendirmiyor mu? - Hiç. O sadece Hülya'nın tercihi.
- Hiç ilgilendirmeseydi, ilk tepkiniz 'Hülya 15 yıl öncesine döndü' gibi feci olur muydu? - Tam öyle değildi.
- Doğrusu nasıldı? - Yani daha seçici olabilirdi demek istedim. O zaman ne dediğimi pek hatırlamıyorum. Her dediğim yanlış anlaşıldığı için böyle röportaj yapmaktan çok kaçınıyorum. Ali Güvenmiş, Hülyaymış, Ferayeymiş. Benimle ilgili bir şey sorun. Benim çevremle ilgili değil.
- İş hayatınızı merak ediyorum. Hep şöyle diyorlar; o ne iş yapıyor ki? - Ona ne ki? Bu soruyu kim soruyorsa sorana ne? Herhalde bir şey yapıyorum ki bir şeyle geçiniyorum. Babamdan mirasyedi olacak kadar büyük bir miras kalmadı. Bir şey yapıyorum ki, bir şeyle geçiniyorum.
- Hülya hanımla çok ilgiliydiniz ilk ayrıldığınız dönemde. - Hâlâ öyle.
- Hâlâ öylesiniz ama artık konuşurken belli kalkanlar kullanıyorsunuz. - Artık Hülya'nın başka bir erkek arkadaşı var. Dolayısıyla Hülya benim sadece çocuğumun annesi. Hülya ile ilgili bir soru bana niye soruluyor ki, ben onu anlamıyorum.
- Belki boşandığınız halde birlikte tatillere çıktığınız içindir? - Olabilir. Çocuğumuz için beraber tatile gitmemiz gerektiğine inanıyorduk. İnsanlar buna inanmıyordu.
- Ali Güven faktörü varken, Hülya Avşar'la gene tatile çıkar mısınız? 'Hadi gel' dese... - Hülya gel derse değil, Zehra'nın menfaati içinse, yurtdışına gidilecekse, yurtdışına gidilir. Onun dışında Antalya'ya gidiyoruz. Zaten ben golf oynuyorum. Akşamları Zehra ile beraberim. Ben orada Hülya ile beraber olmuyorum ki. Zehra ile beraberim.
- Hayatınıza nasıl bir yön vereceksiniz bundan sonra? - Bekârlık çok güzel bir şey. Sultanlık. Herkese tavsiye ederim. Hayatıma normal devam ediyorum. İşim, gücüm, sporum, çocuğum, annem.
- Şimdi ikinci çocuk olacak. O zaman neler yapmayı planlıyorsunuz? - Onun geleceğini sağlama almaya çalışıyorum. O kadar.
- Geçtiğimiz yıllarda dizinizden vuruldunuz. Vurulduğunuz an ölümü hissettiniz mi? - Olay olduğu an ölmeyi değil de, o an sakat kaldığımı hissettim. Bir daha spor yapamayacağımı düşündüm. Çünkü sporun benim hayatımda çok önemli bir yeri var. Ben günde üç saat spor yapan adamdım. Golf dışında tenis, basketbol, futbol oynardım. Şimdi onları yapamıyorum, ama belki de hayırlı oldu. Şimdi daha iyi golf oynuyorum.
- Siz neden böyle bir adamsınız? - Garip bir tarafım mı var? Niye kurban olduğumu mu soruyorsunuz?
- Ne olduğunuzu kestiremiyorum. Magazin motifi olmayı engelleyebilirdiniz gibi geliyor. - Ben kendi istediğim gibi yaşamak istiyorum, insanların istediği gibi değil. Kimse benim ne ekmeğimi veriyor, ne suyumu. Borcum yok, harcım yok. Dolayısıyla istersem gündüz camiye gider namaz kılarım, istersem akşam bara gider içki içerim. Onun da günahını ben çekerim. Ben kalben doğru bir adamsam, yardımseversem, hayatta kimse için kötü düşünmediysem, bence en doğru adam benim.
- Kadınlar sizde ne buluyor? Hakkınızda yatak, seks gibi konularda bir efsane dolaşıyor. - Tabiiyim, doğalım. Eğlenceli bir adamım. Kendime göre üç aşağı beş yukarı bir kültürüm var. Kadınlar benim yanımda sıkılmaz yani. İyi spor yaparım, üstüme başıma dikkat ederim. Belli bir kalitenin altına düşmemeye çalışırım. Kadınlara kötülük yapmam. Elimden geldiğince her türlü yardımı yapmaya çalışırım. Daha ne olabilir ki? Ama bahsettiğiniz şehir efsanesini hiç duymamıştım ben.
ŞEBNEM İYİNAM
|