kapat
   
04 Eylül 2006 Pazartesi
 
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
SMS:
MB yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

Ak ve kara üzerinden siyaset iktidarı da yozlaştırır...

Tabii ki AK Parti'nin yeterli çoğunluğu sağlayıp, tek başına iktidara gelmesi Türkiye'nin yararına oldu.
Böylece Kemal Derviş'in hazırladığı IMF'ye uyumlu ekonomik istikrar programı tavizsiz uygulandı ve 2001 ekonomik krizinde çöken ekonomi, yeniden büyüme sürecine girdi. Belki unuttunuz ama bol sıfırlı TL, enflasyonu düşük olan bu dönemde yerini YTL'ye bıraktı. Özelleştirmeler gerçekleştirildi, hem ihracat, hem yabancı sermaye girişi arttı.
Daha da önemlisi Türkiye AB'ye üyelik için "Müzakere süreci"ne adım attı.

SIKIŞMIŞ GİBİ
2002 seçimlerinde AK Parti değil, mesela Kemal Derviş'in başbakan olacağı bir başka parti iktidar olsaydı, bunlar yine gerçekleşecekti. Ama bu olmadı ve Erdoğan başbakan oldu.
Ancak AK Parti sadece tek başına iktidar olmadı... TBMM'ye CHP'den başka muhalif parti giremedi. CHP de sosyal demokrasiyi temsil edecek yerde, iç politikada ve ekonomide "Kökten devletçilik"i ve dış politikada da "Ulusalcı-3'üncü Dünyacı" görüşü seslendirdiği için, AK Parti de çizgisini muhalefete reaksiyon üzerinde geliştirip, yalpaladı durdu.
Sonunda öyle bir tablo doğdu ki, sanki Türk demokratik yaşamı, "Mukaddesatçı" AK Parti ile "Laikçi" CHP arasında sıkışmış durumda. Türkiye'de bu ikisi dışında toplumun değişik kesimlerinin eğilimlerini temsil eden başka bir siyasi parti yokmuş gibi bir görüntü doğdu. Bu tabloya dayalı olarak da siyaset, AK Parti'nin "Ak" dediğine CHP'nin "Kara" demesi biçiminde anlaşılmaya başlandı. Eksik olmasın Cumhurbaşkanı Sezer de bu tablonun kemikleşmesine olabildiğince katkısını eksik etmedi.
Son örnek Lübnan'a asker gönderilmesi üzerindeki tartışmalar değil mi?
Veya "Güneydoğu sorunu" ya da "Kürt realitesi" konusunda olaya CHP acaba AK Parti'den hangi noktalarda farklı yaklaşıyor ki, aralarında müthiş bir uyumsuzluk görüntüsü var?
Bu şekilde ekonomide sorunlar çözümlenirken sosyo-politik yaşamdaki sorunlar arttı. Yapılması gerekli reformlar (Mesela eğitimde) yapılamadı, bu önemli konu imam hatiplere ve türbana endekslendi.

AĞAR'IN SÖZLERİ
Bu arada AK Parti de, tek başına iktidar olmuş bir parti gibi davranıp, Türkiye yelpazesinin geniş imkanlarından kadrolar oluşturacak yerde, sanki bir cemaatmiş gibi kadrolaştı. Siyasetin rantını kendi yandaşlarına paylaştıran geçmiş partilerden farksız bir görüntü verdi.
Burada eksik olan herhalde "iktidar" değildir. Çünkü tek başına iktidar olmuş bir parti vardır Türkiye'de.
Eksik olan, AK Parti'ye alternatif olacak ve hem bu partiye karşı olanların hem bu partinin tabanının da gerektiğinde oy vereceği muhalefet partileridir. Mesela "Laik Cumhuriyeti" kutsayan ama başı örtülü olanları da kamu alanı dışına itmeyen bir parti... Dış politikada risk alabilirken, iç politikanın riskli konularının çözümünü sürekli ertelemeyen bir parti. Hem AB üyeliği için kendini ortaya atıp, hem de içeride tabanına hoş görünmek için sürekli AB'ye rest çekmeyen bir parti.
Önceki gün DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın basın toplantısında söyledikleri, bana yine gerçek ve gerçekçi muhalefete duyulan ihtiyacı hatırlattı. Ağar, Lübnan'a asker göndermeyi ak ve kara çizgisinde ele almak yerine kararı TBMM görüşmelerine bırakacaklarını söylerken, "Risk almak" konusunda da şu haklı düşünceleri seslendirdi:
-Meseleyi, Türkiye'nin dış politika meselelerini riskler vardır, bu riskleri alıyoruz diyenler iç politikada hangi riski aldınız ki siz? Türkiye'nin Güneydoğu meselesinden mi bir risk aldınız? Türkiye'nin üniversiteler meselelerinden mi bir risk aldınız? Demokratikleşmesinden mi bir risk aldınız? Yasaklar meselesinden mi bir risk aldınız? Yönetimin hangi konusunda risk aldınız? Uluslararası meselelerde risk üzerinden siyaset kahramanlığı yapmak kolaydır.
Evet... Türkiye siyasetinin eksiği, iktidarı bu açıdan eleştiren bir muhalefetin güçlü biçimde TBMM'de bulunmamasıdır şu anda.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kararsızlık da özünde bir karar olabilir mi?   / 03-09-2006
 Siyaset riskleri taşıyabilmek mesleğidir de...   / 02-09-2006
 Bilgisizlik ancak safsata ile örtülebilir   / 01-09-2006
 İletişim çağında dünyadan kopmanın dramı..   / 31-08-2006
 Dünyada tek başına para mutluluk getirir   / 30-08-2006
 Militarizm askerler için bile ağır bir yüktür...   / 29-08-2006
 Lübnan adeta iç politikanın bir sorunu gibi...   / 28-08-2006
 Büyük insanlık beynin sınırlarını zorluyor...   / 27-08-2006
 Düşünce üretimi var ama bunlar havada kalıyor   / 26-08-2006
 Coğrafya kaderdir siyaset ise bu kaderi değiştirmektir...   / 25-08-2006
ERGUN BABAHAN
Şehitlikte adalet
Türk insanı vatanseverdir. Tarihi...
MEHMET BARLAS
Ak ve kara üzerinden siyaset iktidarı da...
UMUR TALU
Karşı çıkmak vatana ihanetse
Bir bilmece ama, cevabı zor...
ERDAL ŞAFAK
Sözcükler kurşunlar
İçişleri Bakanı...
MEHMET ALTAN
On altı yıl önceki tezkere yazısı...
Tam on altı yıl...
Türk Ladin yakalandı
İngiliz polisi cuma günü bir din okulunu bastı, "terörü öven" 14...
'Irak'ı sivil savaştan ben de kurtaramam'
Ülkenin en etkili isimlerinden Iraklı Şiilerin dini lideri...
İşte Kezman işte İliç işte Çetnik
İşte Kezman işte İliç işte Çetnik
Kezman'dan sonra, Sasa İliç'in de aynı selamı verdiği ortaya çıktı.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu