|
|
Yabancı sermaye ilaç değil
1. Sermaye tabanı zayıf, sermayeye aç ülkelere yabancı sermaye derman olamaz. 2. 1990'ların sonundan itibaren sermaye akımları, net bazda fakir ülkelerden zengin ülkelere yöneldi. Tabii ki ABD'nin cari açığı, Çin'in, Rusya'nın, Hindistan'ın, Latin ve Uzakdoğu merkez bankaları rezervlerinin, ABD Hazine kağıdında değerlendirildiği hesaba katıldığında. 3. Hızlı büyüyen ülkeler yavaş büyüyenlere göre daha az yabancı sermaye kullanmaktalar. 4. Hızlı büyüyen ekonomilere doğrudan yabancı sermaye girişi yavaş büyüyenlere göre daha azdır. 5. Büyümede iç tasarruflar yurtdışından sermaye girişine göre daha etkindir. 6. Mali sistemi güçlü olmayan ülkelerde cari açık-büyüme ilişkisi çok daha kuvvetlidir. Ne kadar cari açık o kadar büyüme. Ya değirmenin suyu kesilirse?
Sonuç Hele sonuç bölümü sanki bizi tarif ediyor. Özetle, istikrarlı büyüme yerli imalat sanayinin gelişmesine bağlıdır. Yerli imalat sanayinin rekabet gücü aşırı değerlenmiş milli para ile engellenmemelidir, denilmekte. Geçenlerde biri yazdı ama hatırlayamadım. Arşivime bakmam lazım. Başlığı 'sermaye birikimi' olan bir yazı. IMF-Dünya Bankası bu ayın sonunda Singapur'da toplanıyor. Ben Ankara'da olacağım. Cari açığa yapısal diyenler, buradan yola çıkıp dönüşüm koalisyon-ittifakına köşelerinde yer veren arkadaşlar, finanse edildiği sürece cari açık sorun değildir söylemindeki devlet büyüklerimiz Singapur'da. Tavsiyem Profesör Rajan'dan bir randevu alıp kendisini canlı dinlesinler. Ama önceden hazırlanıp gitsinler. Anlayamadıkları konularda kendilerine yardımcı olmayı bir vatandaşlık görevi kabul edelim. TÜSİAD'ın, MÜSİAD'ın, TOBB yönetiminin ISO, ASO yönetimlerinin ATO Başkanı Sinan Aygün'ün bir araya gelip Raghuran Rajan'ı Türkiye'ye davet etmeleri, Dış Ticaretten Sorumlu Bakanımız Kürşat Tüzmen'in himayelerinde uluslararası bir konferans düzenlemeleri de yararlı olacaktır. Bağlantı kurmakta güçlük çekerlerse geniş çevresi ile Kemal Derviş'in yardım edeceğine eminim.
|