|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tezkerenin gizli mimarı Bölükbaşı
Irak krizinde ABD ile pazarlıkları yürüten Bölükbaşı, tezkere metninde etkili oldu.
Lübnan'a asker gönderme tezkeresi dün gece TBMM Başkanlığı'na ulaştı. Tezkere metninin gizli mimarının Irak tezkeresindeki gibi yine Büyükelçi Deniz Bölükbaşı'nın olduğu ortaya çıktı.
Tezkerenin gizli mimarı büyükelçi Bölükbaşı
Lübnan'a asker gönderilmesini içeren tezkerede Irak krizinde ABD ile çetin pazarlıklar yürüten Deniz Bölükbaşı'nın etkili olduğu öğrenildi.
Lübnan'a asker gönderme tezkeresi dün gece yarısına doğru TBMM Başkanlığı'na ulaşırken, tezkere metninin gizli mimarının Irak tezkeresindeki gibi yine Büyükelçi Deniz Bölükbaşı'nın olduğu ortaya çıktı. Irak krizinde ABD ile çetin pazarlıkları yürüten Cenevre BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Bölükbaşı'nın tezkerenin can alıcı, kritik cümlesi olan, "insani yardım birimlerinin ve ekiplerinin asker tarafından korunması" ifadesini koydurduğu öğrenildi.
NEDEN GECİKTİ? Hükümetin daha önce TBMM'ye perşembe günü sunacağını açıklamasına rağmen tezkerenin gecikmesi, "Askerlerle hükümet arasında bir kriz mi var" spekülasyonlarına neden oldu. Ancak gecikmenin Başbakan Erdoğan'la yapılacak son istişarenin ve iki bakanın imzasının gecikmesinin neden olduğu belirtildi. Gelen tezkere metninde de Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ile İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun yerine, Devlet Bakanı Beşir Atalay ile Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün "vekaleten" imza koyduğu görüldü.
NEDEN
KARAR VERDİK? TBMM'ye dün saat 22.30 sıralarında ulaşan tezkerede, asker gönderme, şu üç ana gerekçelere bağlandı: * Lübnan'da çatışmaların durdurulmasını ve ihtilafa uzun dönemde bir çözüm bulunmasını amaçlayan bir BM Güvenlik Konseyi kararının kabul edilmesi. * Bölgedeki tarafların krizi bu BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde çözümüne ülkemizin katkısını istisnasız arzu etmeleri. * Türkiye'nin katkısının çatışmalara değil, barışa destek olacak şekilde saptanması. "Başka yerde de iyiydik"
MİLLİ SORUMLULUK Türkiye ile ilgili beklentilerin yüksek olmasında TSK'nın başta Balkanlar ve Afganistan olmak üzere çeşitli ihtilaf bölgelerindeki üstün başarısının rol oynadığının belirtildiği tezkerede, bölgedeki gerginlik ve ihtilafların Türkiye'ye olumsuz yansıdığı bildirildi. Bu nedenle barış ve istikrarı tehlikeye düşürecek gelişmelere karşı kayıtız ve ilgisiz kalamayacak olan Türkiye'nin de barış adına uluslararası çabalara destek vermesinin milli sorumluluğun gereği olduğu vurgulandı.
NET ÇERÇEVE ÇİZİLDİ Tezkerede, Türkiye'nin BM gücüne katkısı net bir çerçevede çizildi. Ağırlıklı olarak deniz gücü talebinin vurgulandığı tezkerede, ayrıca kara unsurlarının da görev alacağı mesajı verildi. Tezkerede, Hizbullah ifadesi kullanılmadan "silahsızlandırma faaliyetlerine kesinlikle katılınmayacağı" belirtilerek görev profili şu şekilde belirlendi: * Doğu Akdeniz'de devriye görevi yapacak deniz görev gücü için yeterli kuvvet tahsisi. * Taleplerin tek tek değerlendirilmesi kaydıyla dost ve müttefik ülkeler için deniz ve hava ulaşım desteği sağlanması. * Lübnan ordusuna eğitim verilmesi. * Ayrıca, bölgede Türkiye tarafından icra edilecek insani yardım faaliyetlerinin gerektireceği ve başta bu unsurların güvenliğini sağlayacak kuvvet koruma birlikleri olmak üzere hudut Şümul ve miktarı hükümetçe belirlenecek askeri unsurlar. - Söz konusu kuvvet bölgedeki silahlı unsurların silahtan arındırılması dahil olmak üzere yukarıda belirtilen taahhütlerin dışında hiçbir görevde kullanılmayacaktır. * Yeterli kuvvetle katılacağımız deniz görev gücü BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 (2006) sayılı kararının verdiği yetkiye uygun olarak Doğu Akdeniz'de ve Lübnan kıyılarına mücavir bölgelerde deniz kontrolünü sağlamak için keşif ve devriye görevlerini icra edecektir.
ÇATIŞMA SİNYALİ Ancak tezkerede BM Barış Gücü'nün (UNIFIL) karşılaşabileceği muhtemel olumsuzluklar da silahlı güç kullanılabileceği sinyali verildi. BM kararına dayandırılan tezkere metninde, birliklerin "BM Güvenlik Konseyi Görev Yönergesi adı altında yürüttüğü faaliyetleri engellemeye yönelik teşebbüslere yönelik güç kullanarak karşı koymaya, BM personeli ve teçhizatını korumaya, insani yardım çalışanlarının güvenliğini ve hareket özgürlüğünü teminat altına almaya ve ani şiddet tehdidi altında olan sivilleri korumaya" yetkili olduğu vurgulandı.
GÜL LİDERLERİ ARADI Tezkerenin hazırlanmasından hemen sonra Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, TBMM'de temsil edilen siyasi parti liderlerini bizzat arayarak, tezkere hakkında kendilerini bakanlık olarak bilgilendirmeye hazır olduklarını söylediği öğrenildi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|