kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Atilla Dorsay @ SABAH
 
Akdamar restorasyonu: Türkiye'nin büyük jesti
Sizi unutmayacağız, Vitali Bey
Köpeğimi gezdirirken başıma gelenler

Sizi unutmayacağız, Vitali Bey

UZUN zamandır çıkmadığım İstiklal Caddesi'nde, geçen gün Vakko mağazasının önünden geçerken, vitrine asılmış büyük panolar gördüm. Mağaza kapanmıştı (basından biliyordum zaten), ama bu yazıdan bahsedildiğini hatırlamıyorum. Yazı 'Teşekkürler Beyoğlu' başlığını taşıyor ve bu kuruluşun 44 yıl önce Beyoğlu'nda başlayan serüvenini birkaç ana çizgiyle hatırlatıyordu. Sonra Vakko'cular hem Beyoğlu semtine, hem de onları bu konuma getiren müşterilerine teşekkür ediyor ve Yeni Vakko'larda buluşmak üzere," diyorlardı. Bu olay, sıradan bir mağaza kapanışı olarak görülebilir miydi, bu yapının el değiştirmesi sadece ticaret dünyasının cilvelerinden biri sayılabilir miydi? Elbette hayır. Gerçi mimar dostum Abdurrahman Hancı'nın elinden çıkma binanın, 'Beyoğlu ruhu' denebilecek şeye çok uygun olduğunu ve o modern çizgilerin klasik Beyoğlu mimarisine çok uyduğunu söyleyecek değilim. Bence öyle değil.

VAKKO BİR SEMBOLDÜ

Ama Vakko, içeriği, zihniyeti ve esprisiyle yalnızca Beyoğlu'na son derece uyumlu olmakla kalmıyordu, ayrıca Beyoğlu'nu yaratan şeylerden biriydi. 40 küsur yıldır Vakko Beyoğlu'nda çok şeyi temsil etmişti: Batılı hayat tarzını, modayı, şıklığı, ince bir zevki, estetiği, yaşama keyfini... Sirkeci'de bir şapka dükkânında başlayan serüveni Beyoğlu'na taşımak ve bu boyutlara ulaştırmak, elbette ki Vitali Hakko'nun kişisel başarısıydı. Beyoğlu semti, İstanbul kenti ve Cumhuriyet hükümetleri bu minnet borcunu hatırlamalı ve günün birinde onun bir heykelini dikmeli. Peki, Vakko'nun Beyoğlu'nu terk etmesi neyi simgeliyor? Zalimce davranmak ve 'işte belediyeler Beyoğlu'nu mahvetti, onlar da kaçtı' esprisine sığınmak istemiyorum. Beyoğlu'nun hali parlak değil, bu doğru. Ama belki böylesine yönetilmese de, Vakko yine gidecekti. Çünkü onların hitap ettiği kitle artık başka yerlere kaymıştı: Nişantaşı'na, Maslak'a, Caddebostan'a. Beyoğlu çok kalabalıklaşmıştı, ama bu kalabalık Vakko'nun kapısından bakmaya bile cesaret edemeyen bir gençliğe aitti. Vakko artık burdan gitmeliydi, nitekim gitti. Yine de onun gidişini Beyoğlu'nun değişmesinin ve çöküşünün bir simgesi olarak görmemek elde değil. Güle güle, Vitali Bey. Sizi çok arayacak, çok özleyeceğiz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ameliyat masasından kalan izlenimler   / 01-09-2006
 Akdamar restorasyonu: Türkiye'nin büyük jesti   / 25-08-2006
 Heykelsiz kentin çocukları   / 18-08-2006
 Nasıl böyle dikizci bir toplum olduk   / 11-08-2006
 Değişimin öncüsü, hatta devrimci: Duygu Asena   / 04-08-2006
 Dünyanın en iyi kalamar ızgarası   / 28-07-2006
 Bodrum'da yolsuzluk   / 28-07-2006
 Sürekli şenlik yaşayan kentler   / 14-07-2006
 Şenliği bitmeyen kentler   / 14-07-2006
 Unutulmaz bir konserden kalanlar   / 07-07-2006
  » Yazarlar
    Alışveriş
    Yaşam
    Ajanda
    Güncel
    Gezi
ATİLLA DORSAY
Ameliyat masasından kalan izlenimler
İki kolum yana...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.