|
|
Yöneticilik mi, çim bakıcılığı mı?
İstanbul'un dayanılmaz sıcakları, bu nedenle yanıp tarlaya dönen çimler, aynı anlamsız gerekçe ile tökezlenen favori takımlar... İşte bu sezon Türk futbolundaki moda görüntüler bunlar. Görüntü bu olunca Erik Gerets'in Ali Sami Yen zemini ile ilgili şikayetleri de normal karşılanmalı. Enteresan değil mi? 100 milyon dolar kıymetinde favori takımlarınız olacak. Fakat siz ayrı 10-15 bin YTL giderli stadınızın çim zeminine bakamayacaksınız. Bu da başarısızlığa mazeret olacak! Peki kim bu olanların sorumluları? Şüphesiz statları devralıp onlara bakamayan yöneticiler. Hem bu arkadaşlar kendileri bu işi bilmiyor hem de ahbap-çavuş ilişkisi ile işi bilmeyenlere emanet ediyorlar. Ardından da şikayetler birbirini kovalıyor. Madem bunu bir yük telakki edecektiniz ve bakamayacaktınız niçin devletten devraldınız statları? Diyelim ki para meselesi, kısıtlı imkanlarla transferde zorlanıyorsun peki futbol oynamanı engelleyen çime de baktıramıyorsun? İşte buna literatürde ' yönetim zafiyeti ve koordinasyonsuzluk' denir. İnsiyatif kendine olsun diye kimseye sorumluluk verme! Transferi kendin yap, çime de kendin bak! Bir koltuğa birkaç karpuz sığar mı? görüyorsunuz ki sığmıyor. Deniz geçelim derken derede boğuluyorsun. Nedir bu Ali Sami Yen'in hali? Daha öne söylemedik mi? "Ekme çimde 6 ay, serme çimde 3 aydan önce çime çıkılmamalı" "Kök yapmayan çimler asla faaliyete sokulmamalı" " Ayrıca olağanüstü sıcaklarda bu çimlerin sulama ve havalandırması ayrı bir ihtisas gerektirdiği hiç unutulmamalı." Her şeyden önemlisi herkes işini yapmalı. Yönetici misin, çim bakıcısı mı buna karar vermeli!..
|