  |
|
Ahmet Altan yaşlanıyor
Romancı Ahmet Altan geçtiğimiz pazar günü şöyle yazdı erkekler hakkında: "Bütün kadınların memelerine açgözlülükle baksalar, bütün kadınların salınan kalçalarından gözlerini ayıramasalar, yeryüzünün bütün kadınlarıyla sevişmek için azgın bir istek duysalar da, derinlerinde bir yerlerde, önündeki küçük avlu akşamüstleri sulanan evlerinde, sevdikleri kadınla bir masa kurup birlikte gülerek yemek yemek, onunla şakalaşmak, güvenle sevmek, her gece aynı kadının bedenini özlemek, her gece aynı kadının kendisini şaşırtmasının tadını çıkartma arzusu yatar." Bu bölümü okuduğumda, 'Ahmet Altan yaşlanıyor galiba' diye düşündüm. Sadece ben mi? Belli ki Hürriyet'in ilavesini hazırlayan editörler de benzeri bir biçimde düşünmüş olmalı ki; yazıyı süslemek üzere; beyaz sakallı, kelebek gözlüklü, yaşlı bir adamın fotoğrafını sayfaya yerleştirmişler. Bu arzu... Yani 'hep aynı kadını sevmeyi istemek' yaşlı bir erkeğin arzusudur. Buna karşılık, derinlerdeki 'anne arayışı' bir yana, 'genç bir ortalama erkek' böyle bir istek duymaz. 'En iyi afrodizyak yeni birisidir' lafı boşuna mı edilmiş? Bir kadınla beraber olduğu andan itibaren sıkılmaya başlar erkek. Onu yeni savaşlara, yeni fetihlere, yeni maceralara sürükleyen genlerine karşı gelemez. Yapmasa da, yapamasa da, yaşlanana dek bunun hayalini kurar...
|