|
|
|
|
|
|
'Başarılı olarak gördüğüm insanların hiçbiri işadamı değil'
-Matematik eğitimi aldınız ama bambaşka bir alana kaydınız. Bugün matematikçi olmadığınız için pişmanlık duyuyor musunuz? - Çok büyük bir pişmanlık duyuyorum. İnsanların 18 yaşından sonra hayat bilgisinin, deneyiminin yeterli olduğu ve kararları bizzat verebileceği düşünülüyor. Bunun ne kadar yanlış olduğunun en iyi örneği benim aslında. Çünkü 13-14 yaşındayken hayatım için doğru kararı verdikten sonra ileri yaşlarda bunu geri aldım. Onun için benimki duble pişmanlık. Benim erken tarihte oluşmuş bir öz imajım var. O öz imajın hak ettiği bir de kader var. Matematikçi olsaydım o kaderi yaşayacaktım. Şimdi başka birinin kaderini, bir yabancının hayatını yaşıyorum.
- Pişmanlığınızın nedeni ne? Çok başarılı işlere imza attınız... - (Düşünüyor) Cevap vermekte zorlanmamın nedeni şu; söylediğiniz şeyi hissedemiyorum bile. Benim için başarılı olmanın tanımı iş hayatından türetilecek bir şey değil. Benim başarılı olarak gördüğüm insanların hiçbiri işadamı değildir. Bu soruyla ilk defa işadamlarının da başarılı olabileceğini düşündürdünüz bana.
- Çünkü toplumda başarı iyi işlere imza atmaktır, tanınmaktır, para kazanmaktır genelde... - Bunları duymamış gibiyim sanki. Tamam söylediğiniz zaman tanıdık geliyor ama hâlçok acayip. Nasıl böyle bir şey insanın hayat amacı olabilir? O zaman niye emekli oluyorlar?
- Sizin için nedir başarı? - Benim bir başarı tanımım olmadı ama başarı hissiyatım, sezgim herkes gibi var. Başarı kavramından hareket eden düşünce zincirleri geliştiren bir insan değilim ve kimseye başarı merkezli ya da başarıdan kalkınan akıl yürütmeleri tavsiye etmem. Bu kadar seyrek karşılaşılabilecek bir şeyin üzerine hayat kurulamaz herhalde. Başarının bu kadar vurgulanması çökmekte olan kapitalizmin kafasını toprağa gömme meselesi, bize de gömdürmeye çalışıyor. Bu mutsuzluk davetidir, bu şekilde düşünmeyi siz genç insanlara da tavsiye etmem.
|
|
|
|
|
|
|
|
|