| |
|
|
Hande'den alıntılar
AŞKA Şeytan Karışır'ı okurken, bazı satırların altını çizmek geldi içimden. Genelde böyle kitap okuma gibi bir adetim olmadığı halde.. İşte o satırlar.. "Çirkin bir kadın için iffetli olmak çok kolaydır." "Doğmak nasıl ölüme doğru koşmaksa, her beraberlik de ilk anından itibaren kendi sonuna doğru ilerlerdi. İhanet, sıkıntı, hayat ya da ölüm sizi ayırana dek!" "Birbirlerini taparcasına sevdiler ve birbirleri ile ölümüne savaştılar. Derin kederlerden sonsuz mutluluklara koşturup durdular. Kavgalar, gürültüler, kıskançlıklar, göyaşları, çarpılan kapılar kapatılan telefonlar, küfürler, ayrılıp, barışmalar ve uykusuz gecelerle iki yıl geçti." "Birbirine âşık iki insanı ayıran azgın bir nehir olduğunu öğrendi. Korkular, kompleksler, beklentiler, egolar, şüpheler ve kaygılar nehriydi bu. Güçlü akıntıların etkisiyle zaman zaman kabaran ve bulanıklaşan bu hırçın suyun öteki yanındaki sevdiğinize ulaşmak için tek şansınız vardı. Sadece onun aşkına güvendiğinizde var olan bir asma köprü." "Ama bazen öyle anlar gelirdi ki sevildiğinize dair tüm inancınızı yitirirdiniz. İşte böyle zamanlarda kabaran dalgalar biricik köprünüzü yıkardı." "Böyle zamanlarda bazıları çare kalmadığını görüp nehrin kenarından uzaklaşırlar, bazıları kendilerini azgın sulara atıp karşıya yüzerek ulaşmayı denerlerdi. Ama sevildiğinizi bilmeden ve sadakatten emin olmadan girilen bu nehirdeki akıntılar böyle bir yolculuğa izin vermedi. Ya egonuz, ya beklentileriniz sizi boğardı, ya da şüpheleriniz ve korkularınız.. Yine de yüzmeye çalışanlardan bazıları hiç vazgeçmezler ve ömürlerini aslında bataklık olan o karanlık sularda çırpınarak geçirirlerdi. Çünkü akıllarına yakınlarda bir başka aşk, bir başka nehir daha olabileceği gelmezdi. Daha ilk baştan nehri geçemeyeceğini anlayıp uzaklaşanlarsa, hayatları boyunca 'Acaba yüzebilir miydim' diye sormaktan kendilerini alamazlardı." "Sevmediğiniz ve sevemeyeceğinizi bildiğiniz biriyle yüreğiniz zerre kıpırdamadan sevişmek, herkesin sarhoş olduğu bir yerde ayık olmaya benzer." "Çıkmak ya da sevgili olmak diye bir şey kalmadı, tedavülden kalktı, yok artık böyle bir şey! İki gün takılıyoruz, sonra herkes kendi yoluna gidiyor. Bırak çıkmayı, konuşamıyorsun ayol cık cık mesaj sesinden. Yemin ederim ne Glasnost ne Perestroika vermedi bize bu cep telefonunun verdiği hasarı." "Ömer ona âşık olduğu için gidip başkası ile evlenmişti. Aslı da Ömer'e âşık olduğu için şimdi Sinan'la sevişecekti. Âşık insanların ıstıraplarını dindirmek için yapmayacakları şey yoktu belki de... Bu öyle bir fırtınaydı ki, insan umutla her türlü sığınağa koşuyordu. Sizinle sevişen bir insanın aslında kiminle savaştığını bilemezdiniz. Sizi öperken kimi öldürmeye çalıştığını, sizi severken kimden nefret ettiğini tahmin bile edemezdiniz." "Evlilik aşkı öldürür. Öldürsün zaten... Aşk o kadar ağır ki öldürmek gerek ve evlilik de bunu başarmanın en dahiyane yolu."
|