| |
|
|
Lige ümitvar başlangıç!..
LİGİN ilk haftasının bıraktığı izlenim "Geçen yıldan iyi, geçen yıldan renkli geçecek" oldu. İzlediğim üç büyüklerin üçünde de umut var.. Dördüncü Trabzon boşlukta.. Küçük dediklerimiz içinde büyük top oynayanlar var.. Kayseri, Vestel başta.. Medyamızın genelde bu ikisinin kazandığının farkında olmayıp, Trabzon ve Beşiktaş'ın niye yenildiklerini yorumlaması ayıbımız.. Galatasaray, eğer Gerets kafasını düzeltir, ya da yol yakından iyi bir teknik direktör bulursa, gene şampiyon adayı.. Hem de bu defa Fenerbahçe'nin ikramına gerek duymadan.. Elinde, takımın gelecek on yılına imza atacak harika gençler var. Ama Gerets korkak.. Gençlerle oynayıp yenilirse, eleştiri almaktan korkuyor, bu yüzden hâlâ eskilerle, bitiklerle oynamayı tercih ediyor. Gençleri de başına bela olmasınlar diye bol keseden dağıtıyor. Cafercan, Mehmet Eren gitmiş. Zafer kayıp.. Oğuz kulüp arıyor. Dikkat buyurun bunlar Gerets'in geldiği günden beri kuramadığı, her maç ayrı tertiple çıktığı maç boyu nerdeyse tüm değişiklik haklarını kullandığı alan, orta sahadan.. Ve Gerets hâlâ bu takımın asıl ihtiyacının, beyin, oyun kurucu, takımı yönetici ve tribünlere seyirci çekici bir futbolcu değil, bir savunma adamı olduğunu düşünüyor.. Fenerbahçe'de Zico'nun bir santrfora ihtiyacı var. Lige iyi bir skorla başladı ama, bu sonuca kimse aldanmasın. Fener'in katetmesi gereken daha çok yolu var. Haftanın en unutamadığım maç anının kahramanı bir Fenerli, Alex.. Attığı gol muhteşemdi.. Muhteşem bir teknik.. Muhteşem bir bireysel taktik.. Muhteşem bir görüş ve muhteşem bir bilek bir araya gelince, bu unutulmaz gol doğdu.. Topu göğüsle indirişi, rakibi ekarte edişi ve topu bakmadığı köşeye, kaleciyi ters ayakta bırakarak uzatışı, olağanüstü bir klasın eseriydi. Beşiktaş Delgado'nun eksikliğini fazlası ile hissetti. Hagisiz Galatasaray gibiydiler.. Ama Beşiktaş umut veren bir takım. Tigana nerdeyse yarısını değiştirdiği takımı için "Ekimi bekleyin" dedi, hem de Galatasaray'ı yendikten sonra.. Haklı.. Trabzon'da bir şey bulamadım. Lazaroni de Yattara'yı yedek bıraktı.. Bu kadar iyi oyuncu hiçbir teknik direktörün gözüne giremiyorsa o zaman işler değişik demektir. Koca Trabzon'da Yattara'yı açıklayacak bir tek gazeteci çıkmıyor mu?. Sorun ne?.. Derdi ne?.. Kayseri ve Vestel bu sezon büyük sürprizler yapabilirler. Ertuğrul Sağlam ve Ersun Yanal'ın tam adıyla "Taş gibi" takımları var.. Ancak Ersun'un takımı ile hakemlerin yakından ilgilenmesi gerek. Yanal rakip topu kapıp hücuma çıkarken oyunu faulle durduruyor ki, savunması gafil avlanmasın, herkes yerini alsın.. Bu onun hep uyguladığı bir taktik.. Taktik faul, kasti demektir. Kasti faul de kart gerektirir. Hakemler Ersun Yanal'ın tuzağına ısrarla düşüyorlar. Hakemler Dünya Kupası'nı izlememişler, orada uygulanan FIFA yorumlarından da habersizler. Hâlâ dalmanın faul ve kart olduğunun farkında değiller.. "Topa değdi" mazereti bitti. Faullü hareketi, topa değmek mazur göstermiyor artık. İkincisi.. Hakeme elle, kolla, dille itiraz, etrafından toplanma, itip kakma hâlâ kartsız geçiştiriliyor. Arka arkaya fauller yapan, rakibi tahrik eden futbolcuya uyarı, kart yok.. Büyük takıma penaltı vermek ve kırmızı kart çıkartmaktan gene korkuluyor. Bu şu demek.. Hakemlerimiz oyunu yorumlamıyor. Eskiden kalma kötü huylarını aynen sürdürüyorlar. Hakemler konusundaki iyimser yorumlara katılmıyorum.
|