 |
|
 |
 |
 |
 |
 |
SMS: EB yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder |
|  |
|
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
|
  |
|

Günlük hayatın hukuksuzluğu!
Türk Ceza Yasası'nın 301'inci maddesi, Terörle Mücadele Yasası'nı tartışırken acı bir gerçeği unutuyoruz. Hukukun günlük yaşamda nasıl hukuksuzluk haline geldiğini... Veya hukuka saygı duyan, kurallara uyan yurttaşların nasıl aptal yerine konduklarını görmezden geliyoruz. Trafikte emniyet şeridinin kullanılmasından ana yollarda çift parka, gürültü çıkarma özgürlüğünden otomobillerden yollara çöp atmaya kadar birçok alanda yasalar uygulanmıyor. Ya da medyadan örnek vereyim, hem de dün geceki Fenerbahçe maçından. Televizyonda hastane reklamı yasak olmasına rağmen Kanal D'de maç öncesinde sık sık Hisar ve İlgi hastanelerinin Fenerbahçe'ye başarı dileklerini izledik, sanal reklamın canına okunmasına tanık olduk. Bu durumu yasanın yaşama geçmesini izlemekle görevli zabıta da görüyor ancak hiçbir şey yapmıyor. Bu nedenle Türkiye çok farkında olmadığımız tehlikeli bir yolda ilerliyor: Hukuk kuralını boşlamak. Sokaktaki insanın "adalet sisteminin işleyişine" inanmadığı bir ülkede hukuku üstün kılamazsınız. Göstermelik uygulamalar yaparsınız. Önceki hafta gerçekleştirilen, İstanbul'daki eğlence merkezlerinde gürültü denetimi gibi mesela... Çok kısa süre içinde bu bölgede uygulama denetim öncesine dönebilir, çünkü herkes o denetimin bir gösteri olduğunu, sürekliliği olmadığını biliyor. Aynı kural telefon dinlemeleri için de geçerli. Doçent Dr. Adem Sözüer ile dün bu konuyu tartıştım. Çok haklı olduğumu, ancak ne polisin, ne yargının yasaya uyduğunu anlattı. Sözüer hakimlere yaptığım, telefon dinleme izninin çok özenle verilmesi çağrımın da çok geçerli olmadığını hatırlattı bana. Bu çağrının Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu uyarınca yapılacak dinlemelerde geçerli olduğunu söyleyen Sözüer, hükümetin çıkardığı son "Özel Dinleme Yasası"nın telefon dinlemeyi sıradan bir iş haline geldiğini vurguladı. Sözüer, CMUK'a göre polisin dinleme izni kapsamında bulunmayan görüşmeleri bir tutanakla ayırıp imha etmesi gerektiğini ancak bunun yapılmayıp her türlü görüşmenin de dava dosyasına konduğunu anlattı. Yasayı uygulamakla görevli birimler, kuralı boşlayınca sokaktaki insana söyleyecek söz kalmıyor elbette. O zaman siz normal yolunuzdan giderek kimi akıllı insanların emniyet şeridine dalıp yanınızdan birer ikişer geçmesini öfkeyle izlemek zorunda kalıyorsunuz. Hele bunu polisin gözü önünde yapabildiklerini görünce şaşkına dönüyorsunuz. Kural uygulanmayınca özellikle büyük kentler yaşanması güç merkezler haline geliyor. Hukuk kuralı giderek yerini magandalık kuralına bırakıyor. Bu koşullarda da ne çıkardığınız yasanın, ne çocuklarınıza verdiğiniz eğitimin önemi kalıyor. Çünkü Türkiye giderek Teksas'a dönüyor ve kazanan hep hukuka uyup saygı gösteren değil, hukuku yok sayan oluyor.
|
|
 |
|
|