|
|
Böyle bakan az bulunur
O, uzun örgülü saçları ve elindeki gitarıyla, bir kültür bakanı görüntüsünden çok uzak. '40 yıllık' müzisyen Gilberto Gil, konser için geldiği İstanbul'da, Brezilya'nın Dünya Kupası'ndan elenmesini de unutmuştu.
Bakan, izninde turneye çıktı
Gilbert Passos Gil Moreira, Brezilya'nın en büyük müzisyenlerinden biri olarak tanınıyor. Buna Brezilya Kültür Bakanı görevini de ekleyin. Müzik ve siyaset: Böyle bakan az bulunur.
Karşımdaki manzara tam Brezilya'ya özgü: Ayaklarında plaj terlikleri, üzerinde mavi eşofman, reggae usulü dreadlock' örgü saçlı, elleri uzun tırnaklı kültür bakanı ve yanında kostüm kravat, Brezilya'nın Ankara 'resmi' büyükelçisi. Bu ülkenin insanlarında böyle bir rahatlık, aldırmazlık ve teklifsizlik var işte. Brezilya Kültür Bakanı Gilberto Gil'le beraberiz. Ne bir koruma etrafında, ne de bir kasılma söz konusu... Sadece ülkesinin değil, dünyanın en önde gelen müzisyenlerinden biri, 'olduğu gibi' karşımızda. Büyükelçi, kenarda, mütebessim, bizi izliyor. 40 yılı aşan bir müzik serüveni, 50 kadar albüm, cezaevi, sürgün, şöhret, siyaset ve eylem. Bu ufak tefek, sıska, narin adamdan ilk bakışta bu kadarını beklemek zor geliyor insana. Ama onun sahnede müzikle devleşmesini izleyince şaşmamak gerektiği anlaşılıyor. "Hiç üzgün görünmüyorsunuz," diyorum. "Neden?" diye soruyor. "Ronaldinho haydi hüsran yarattı, Lucio ve Kaka'ya güvenmiştik, ama Brezilya kupadan eve postalandı..." diye açıyorum meseleyi. Gülüyor. "Valla," diyor, "Fransa maçından sonra hafif sarsıldım, doğruca duşa girdim ve 10 dakika sonra unuttum gitti. Artık üzülmüyorum. Herhalde o yaşa geldim. Ne yapalım? Hayat... Zaten yeterince kazandık o kupayı, diğerlerine de yer açmak lazım..."
'KUPADA FAVORİM İTALYA' Peki, kim kazanır Gil'e göre? "Benim favorim İtalya," diyorum. Başını sallıyor. "İtalya moral olarak ve fizik olarak üstün. Ama Fransa çok sofistikedir. Ülkenin kültürü böyledir, şaşırtır insanı. Zidane'ı çok iyi buldum. Bence maç ortada," diye ellerini iki yana açıyor. Brezilya Cumhurbaşkanı Lula tarafından bakanlığa atanalı başka türlü bir hayat yaşıyor Gil. 180 küsur milyonluk devasa bir ülkede dil, din, ırk ve kültürlerin, bin çeşit yaşam biçiminin iç içe geçtiği bir yerde kültür bakanlığı yapmak kolay mı? "Hiç pişman değilim," diyor. Ekibiyle çok uyumluymuş. Yeni fikirlere hep açık olan bir ülkede yeni projeler denemekten çok memnun. Ama, iş müziğe gelince, düşünceli bir ifade kaplıyor yüzünü. Bakan olarak göreve geldiği 2003 Ocak ayından bu yana sadece üç beste yapabilmiş. Bundan hiç memnun değil. Tabii, müzik turnelerine de bakan olarak değil, 'sanatçı Gil' olarak, tatil hakkını kullandığı dönemde çıkıyor. Aslında Gil'e 'kültür' değil, 'kültürler' bakanı gibi bakmak gerekebilir, çünkü o çok eklektik bir ülkeden geliyor. "Evet," diyor,
YOKSULLUKLA MÜCADELE... "Ben ülkemin o güçlü dinamiklerinin içinden geliyorum." Ve, karşımızda, ilginç bir 68'li var: 1964'te bir grup muhalif müzisyen (Caetano Veloso, Gal Costa, Tom Ze ve Maria Bethania) ile "Mesela Biz" (Nos Por Exemplo) adlı bir hareketin öncüsü olarak ortaya çıktılar, Caetano ile geliştirdikleri yenilikçi müziğe 'tropicalismo' dediler, dilleri hayli sivri olduğu için 'halkın kafasını karıştırıyorlar' diye cuntayla başları derde girdi, cezaevine atıldılar ve sürgünde, Londra'da kendilerini hippi 'karşı kültürünün' ortasında buldular, Marcuse ve Tim Leary okudular, 'özgürlük' sloganından asla vazgeçmediler. "Evet, benim formasyonumda başka baharatlar var, ama 'karşı kültür' de çok önemli yer tutar," diyor Gil. John Lennon ve Bob Marley'i anıyor. "En önemli şey, değişimin sürekli olduğu bilincine varmaktır," diye ekliyor. "Her şey değişiyor, bizler de..." Gil, zamanının önemli bölümünü yoksullukla mücadeleye de ayırıyor. Ona göre küresel bir strateji kurulmadığı sürece 'acı çekme'nin sonuçları daha kötü hale gelecek. Bu açıdan geleceğe hiç de iyimser bakmıyor. Gil'in en ilginç görüşlerinden biri, fikri mülkiyet hakları ile ilgili. Geçen hafta 200 kadar müzik sitesinin kapatılması ile Türkiye'de de gündeme gelen 'sert önlemlerin' tamamen karşısında yer alıyor. 'Yasaklama' fikrini çağdışı bulan Gil, "Uygarlıkta sıçramalar, yasakların en gevşek olduğu dönemlerde oldu," diyor ve ekliyor, "Teknolojideki gelişmeler bizi daha özgür bir ortama götürecek, paylaşma ve birlikte gelişme artacak, Fikri mülkiyet esneklikle yaşar, isterseniz binlerce sitenin fişini çekin, polislerle kuşatın, hiçbir yararı olmayacaktır."
YAVUZ BAYDAR
|