Tanrıların evinde zenciler var
Pantheon, II. İmparatorluk döneminde, 1806'da tekrar kilise yapılmış, 1830 Cumhuriyetçi devrimiyle eski görevine dönmüş, 1871'deki komünist ayaklanma sırasında Paris Komünü'nün genel karargâhı olmuş ve sonra cumhuriyetçi ideallerin yapısı haline gelmiştir.
Fransa Kralı XV. Louis 1744'te ağır bir hastalığa yakalanır. Eğer hayatta kalırsa bir kilise yaptırma adağında bulunur. İyileşir ve eski bir manastırın yıkıntılarının bulunduğu Sainte Genevieve tepesinde, 1758'de temel kazıları başlar. Planlarını mimar Jacques-Germain Soufflot'nun çizdiği kilisenin ilk taşı 1764'te konulur. Soufflot 1780'de ölür, buna bir de mali zorluklar eklenince, tapınak ancak 1790'da bitirilir. Paris'in üniversite mahallesi Quartier Latin'de yer alan bu kilise, 1791'de Devrimci Kurucu Meclis tarafından kapatılır, artık 'Fransa'nın özgür döneminin büyük adamlarının külleri'nin konulacağı bir kurum haline getirilir ve Pantheon adını alır, yani Tanrıların Evi. Ancak Fransız Devrimi laikliği egemen kılmaya çalışırken bir çelişkiye düşerek çok tanrılı bir din oluşturmaya girişmiş değildir. Yalnızca bir ulusun gururu olan büyük evlatlarının tanrılarla eşdeğer olduğunu söylemek istemiştir. Pantheon, II. İmparatorluk döneminde, 1806'da tekrar kilise yapılmış, 1830 Cumhuriyetçi devrimiyle eski görevine dönmüş, 1871'deki komünist ayaklanma sırasında Paris Komünü'nün genel karargı olmuş ve 1885'te Victor Hugo'nun cenaze töreniyle artık bir daha değişmemek üzere cumhuriyetçi ideallerin taşıyıcısı bir yapı haline gelmiştir. Binanın alınlığında, altın harflerle 'Vatan Büyük Adamlara Şükran Duyuyor' yazmaktadır. Bu yazıt buraya 1873 tarihinde eklenmiştir.
PANTHEON'DA YATANLAR... Pantheon'da şu anda 73 kişi yatmaktadır. Bunların hepsi, binanın girişinin altındaki mezar bölümündedir. Burada mezarı bulunan Fransa'nın büyük evlatlarından bazıları şunlardır: Mirabeau (Kurucu Meclis başkanı), Marat (Fransız Devrimi önderlerinden), Rousseau, Lagrange (matematikçi), Soufflot (binanın mimarı), Victor Hugo, Sadi Carnot (bir anarşistin kurşunlarıyla ölen Fransa cumhurbaşkanı), Berthelot ve karısı (bilim adamları), Emile Zola, Gambetta (III. Napoleon'la mücadele eden cumhuriyetçi), Jean Jaures (sosyalist lider), Painleve (matematikçi), Jean Perin (fizikçi), Victor Schloecher (1848'de Fransa'da köleliğin kaldırılmasını sağlayan hareketin ruhu), Louis Braille (körler alfabesinin mucidi), Jean Moulin (Nazilere karşı Fransız Direnişi'nin lideri, radikal sosyalist), Rene Cassin (Nobel barış ödülü sahibi), Jean Monnet (iktisatçı, Avrupa Birliği fikrinin babası), Başrahip Baptiste-Henri (Musevi dostu ve kölecilik karşıtı), Gaspard Monge (deskriptif geometrinin kurucusu), Condorcet (Aydınlanma dönemi düşünür ve matematikçisi), Pierre ve Marie Curie, Andre Malraux. Fransa Cumhuriyeti'nin laik ve etnik kökeni umursamayan yapısını vurgulayan bu bina, aynı zamanda bir bilim yuvası haline de gelmiştir. Astronomi bilgini Jean Bernard Leon Foucault, 1851'de Pantheon'un kubbesinin içine bir sarkaç takmış ve dünyanın bir eksen etrafında döndüğünü kanıtlamıştır. 'Foucault Sarkacı', 28 kg. ağırlığında, bakır kaplanmış kurşun bir gülledir, kubbeye 67 m. uzunluğunda çelik bir halatla takılmıştır ve salınımları 16'şar saniyedir. Halka açık gösteriler iki ay sürmüş, tekrar kilise olunca, Hıristiyan öğretisine aykırı bulunan sarkaç sökülmüştür.
FOUCAULT SARKACI 1902'de büyük matematikçi Henri Poincare'nin başkanlığındaki Fransa Astronomi Cemiyeti, '1851 hükümet darbesinin tüm sonuçlar alınmadan son verdiği Foucault deneyini Pantheon kubbesi altında yeniden başlatmak' üzere harekete geçmiş ve sarkaç yerine takılmıştır. Bugün ziyaretçiler sarkacı çalışırken izleyebilmektedirler. Pantheon, bir bakıma Fransız ulusunun ve cumhuriyetinin tarihini sergilemektedir. Burada yatan insanlar farklı etnik kökenlere mensuptur. İtalyan, Alman, İspanyol asıllıların yanı sıra iki tane de zenci bulunmaktadır. 1941'de 40 bin renkli Fransız yurttaşını örgütleyerek 'vatanı ve cumhuriyeti savunmak üzere' Direniş Hareketi'ne katılan Felix Eboue, 1948'de buraya girmiştir. Hem Pantheon'daki ilk zencidir, hem de dünya üzerinde beyazların egemen olduğu bir ülkede ulusal bir anıttaki ilk siyahidir. İkincisi, başka bir ülkede değil, gene Fransa'da ortaya çıkmıştır. Külleri 2002'de buraya taşınan büyük romancı Baba Alexandre Dumas'nın büyükannesi Santa Domingolu bir zencidir. Bizim medyanın ezici çoğunluğu Fransız futbol milli takımına bakıp, "Ezilmişler takımı," dedi. Öneririm, Pantheon'a bir gitsinler ve bir ulusun etnik bir türdeşlik değil de, cumhuriyet, laiklik ve vatan ideali çerçevesinde nasıl oluştuğunu görsünler.
Mehmet ALİ KILIÇBAY
|