Kurtlar sofrası
Biliyorsunuz, Haluk Ulusoy, önce Şike Komisyon Başkanlığı için Levent Bıçakcı'ya teklifte bulunmuştu. Bu teklif reddedilince Sn.Başkan, teklifi Yılmaz Tokatlı Paşaya yaptığını açıkladı. Tabii Paşa da teklifi kabul etti. Genel olarak her dönemine gölge düşen federasyonun mantıksız bulduğum birinci teklifini iyi ki Bıçakcı kabul etmedi. Çünkü Bıçakcı'nın dönemine de ait olan iddiaların sonucu da asla inandırıcı olmayacaktı. Dolayısı ile kamuoyu da tatmin olmayacaktı. Bu nedenle Ulusoy'un bu ikinci tercih ve teklifi de, birinciden 'daha isabetli ve doğru' oldu. Ancak! Evet bu işin bir de 'ancak'ı var! Öğrendiğim kadarı ile 3-4 kişiden oluşacak bu komisyon hayli manidar! Doğruluğuna yüzde 100 inandığım bir emekli general ve iki kişilik heyet; sizce tatminkar bulunur mu? Henüz hiçbir yaptırım gücü bulunmayan, iyi niyetli 'minik bir heyet!' *Sekreteryası yok, *İstihbaratı yok, *Arşivi yok, *Devlet kurumları ile koordinasyonu kifayetsiz, *Altyapısı tamamlanmamış! Evet bu isabetli ikinci komisyon teklifinin de 'handikapı' bu. Şimdi bu birinci ve ikinci handikaplar, sizce de akla şüphe düşürmüyor mu? *Önce Sn.Bıçakcı'ya teklif götürmek, *Sonra 34 kişilik minik bir komisyon kurmak. Bunlar bir aklın bir ürünü mü? Yoksa 'dostlar alışverişte görsün' işareti mi? Ya da bu geçiş dönemini 'çözümsüz, zararsız' geçirme zeka planı mı? Bundan böyle Türk futbolunda ciddi bir iş yapmak istiyorsanız; *Başkan dahil, 5 ya da 7 kişilik bir karargah kurun, *18 takımlı ligde 9 maçı takip edecek 18 kişilik bir kadro kurun. Şahısları gizli tutun. *İzleyin... Yokluğundan şikayet ettiğiniz belgeleri toplayın. Hemen arşivleyin. Paşayı minik komisyonu ile kurtlar sofrasına atmayın. Böylece İtalya gibi Türkiye olun...
|