Yaşar Paşa "öcü" mü?
Yüksek Askeri Şura, öncesinde yaşanan gerilimlerin aksine sakin toplantılarıyla bugün sona erecek. Anlaşılıyor ki bundan sonra Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın tavırları sorgulanacak... Batı basınında da dün omuzlarına yüklediği gibi Org. Büyükanıt, "sert, şahin çıkışlı" bir Genelkurmay Başkanı mı olacak? Doğru yanıtı verebilmek için, Org. Büyükanıt'ın Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki kariyer sürecine bakmak yeterli: 1972 yılında bitirdiği Kara Harp Akademisi'nde 4 yıl öğretim üyeliği... Ardından, Belçika, Mons'ta Shape Karargahı İstihbarat Daire Başkanlığı'nda 2 yıl... Akabinde, Genelkurmay Personel Şube Müdürü... 1983-1986 arasında Kuleli Askeri Lisesi Komutanı... Sonrasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı... 1988'de Tuğgeneralliğe yükselmesiyle 2'nci Zırhlı Tugay'ın Paşalığı... Birinci körfez harekatının başladığı dönemde, Napoli'deki AFSOUTH karargahında İstihbarat Daire Başkanlığı... 1992'de tümgenerallik rütbesiyle Genelkurmay Genel Sekreterliği... Bu görevde bir yıl kaldıktan sonra Kuleli'de olduğu gibi 3 yıl Kara Harp Okulu Komutanlığı... Körfezin ve terörün en sıcak döneminde Diyarbakır'daki 7'nci Kolordu Komutanlığı... Takiben Genelkurmay Harekat Başkanlığı ve Başbakan Danışmanlığı... Buradan da sırasıyla Genelkurmay 2'nci Başkanlığı, Birinci Ordu ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı...
Bacak kadarken tanıyor Görev yerlerine bakıldığında Org. Büyükanıt için şu söylenebilir: Bugün komuta kademesinde yer alan kurmay subayları, neredeyse kısa pantolonlu, bacak kadarki hallerinden tanıyor... Öğretmenleri, komutanları olarak bugün general seviyesine yükselmiş olanlar dahil, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin orta kurmay kadrosunun büyük bölümünü adlarıyla biliyor. Bunlar Org. Büyükanıt için büyük avantaj... İkinci büyük avantajı ise kurmay subay olarak Akademi'den çıktığı andan itibaren, görev yerlerinin ağırlıklı olarak Ankara olması... Veya yurt dışında bile doğrudan Genelkurmay ile bağlantılı bir görevde bulunması... O nedenle, diplomasiyi de, siyaseti de, araziyi de yakından bilen bir komutan...
Kutsal ittifak Bütün bunların yanında Org. Büyükanıt'ın dezavantaj olarak karşısına çıkacak durumlar yok mu? Hem de çok... Çünkü, hemen her kesimden kişi, Org. Büyükanıt'ın omzuna farklı misyon yüklemek için kolları sıvamış bekliyor. Batılı basınında da dün yer aldığı gibi, Org. Büyükanıt'ın "doğal duruşu" yerine, "şahin, daha sert bir çizgiden yana olmasına dönük beklentiler" öne çıkarılıyor. Sanki, "Yaşar Paşa öcü olacak" diye göstermeye çalışanlar karşıtlar ile öyle olması gerektiğine inananların kutsal ittifakı yaşanıyor. Oysa, Org. Büyükanıt, ne eski Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu, ne de selefi Org. Hilmi Özkök olacak. Her ikisinin ortasında bir yerde duracak... AB ile müzakere sürecine girmiş Türkiye'de, 28 Şubat da bir daha yaşanmayacak.
Diplomat Paşa Bunu anlamak için Diyarbakır'da 7'nci Kolordu Komutanlığı döneminde, askere ağır ithamda bulunan bir İsveçli gazeteci ile girdiği diyalog sonrasındaki sözünü anımsamak yeterli: "Gerektiğinde sonuna kadar müzakere edip ikna etmeyi başarmalıyız..." İsveçli gazetecinin ülkesine döndüğünde yazdığı şu cümle de farklı misyonlar bekleyenlere yanıt niteliğinde: "Bana saldıracak sanıyordum. Verdiği yanıtlarla utandırdı..." Ve son sözü: "O bir diplomat paşa..."
|