|
|
|
|
Hararetli genç ressam
Geçtiğimiz günlerde Birgün gazetesinde yaşanan polemik dikkatimi fazlasıyla celp etti. Çıkan münakaşa genç bir sanatçı hakkındaydı: Halil Altındere... Altındere, kıymetli gazeteci Ahmet Tulgar'a verdiği söyleşide kendisini 'piç' ilan ediyordu. Bu da bazı hanımefendi ve beyefendileri kızdırıyordu. Dikkatimi çeken nokta bundan ziyade çıkan münakaşalardaki benzetmeler oldu. Bu genç artisti, bir yazar, bir siyahi şarkıcıya, Michael Jackson'a; bir diğer yazar ise aynı genç artisti, Johnny Rotten adlı (Sex Pistol'ın solisti), bir başka bu kez beyaz bir şarkıcıya benzetiyordu. Şaştım kaldım... Plastik sanatlarda benzetecek isim mi kalmadı yahu? Matisse'den Picasso'ya, Dali'den Klee'ye bütün sanatçılar torbaya mı girdi? Bu yazar beyefendi ve hanımefendiler, bu hararetli genci illa ki bir müzisyene benzetmek için neden yarışıyorlar? Bunu doğrusu aklım almadı. İşittiğime göre sergi komiseri Beral Madra hanımefendi de bu hararetli gencin söylediklerine, önce röportaj metni üzerinden kırmızı harflerle satır satır karşı çıkmış. Gazete böylesi bir metni uzunluk nedeniyle yayımlayamamış. Bunun üzerine Beral Madra hanımefendi, bu düzeltmelerini bir metin haline getirmiş. Madra yazısında, bu gençten daha önce eleştirel eser üretenlere dikkat çekmiş. Bir Ahmet Öktem, bir Serhat Kiraz'a... Yurdumuzun ilk kavramsal eser sanatçılarına... Tamam hay hay... Ama ben de bir Arif Dino'yu hatırlatmak istiyorum. İzninizle... Bu hararetli gencin açıklamalarında en çok onu gördüm ben. Şair, tasarımcı, ressam elinden her iş gelen o bohemi... Gelincik sigaralarının tasarımcısı da odur. Denizcilik Bankası'nın da... Gençler bilmiyorlar ama... Ey gidi günler ey...
|
|
|
|
|
|
|
|
|