'Aganigi'de popülizm dalgası
Finduk dalda kalmasın, Gel biraz konuşalım Ahım sende kalmasın..." Eğer AK Parti iktidarı ile üretici barışmazsa, fındık dalda kalacak. İlk kez bu yıl tek elden açıklanan 660 bin tonluk rekolte tahmini cep değil, yürek yakacak. Bu tablo fındıkçı bakanları ve AK parti tabanını çok zorlar. Fındık tek başına 6 milyar dolarlık tarım ihracatının yüzde 40'ını gerçekleştiriyor. Ama, Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker'den üvey evlat muamelesi görüyor. Bakan Eker, bugüne kadar daha bir kere bile fındık konusunu ağzına almadı!
Taban korkmuyor Oysa fındık üreticisi korkmuyor. Fındıkta, 'fındık kırarak' popülist politikayı tercih eden AK Partililere mesaj gönderiyor. Çünkü AK Parti'nin kurucuları, 'fındıkçı, çaycı, uncu ve yumurtacı.' Diyeceksiniz ki; "AK Parti'nin tabanı sosyolojik olarak analiz edildi mi?" Bilmiyoruz. Ama 1960 ile 2000 yıllları arasında merkez sağdaki diğer partilere bakmak yeterli. Adalet Partisi' nin ruhunu taşra seçkinleri, esnaf, tüccar, çiftçi oluşturmuştu. Anavatan Partisi, finans kapitalin, büyük zenginlerin ve şehirli tüccarların ruhuyla yoğrulmuştu. Açıkçası Milli Görüş'te başlayan kariyerlerini merkez dışındaki siyasi çizgide bulan bürokratlardan oluşan AK Parti, ilginç özellikler taşıyor. Kurucularının çoğu üniversiteli, kentli ve meslek sahibi. Bir işleri var. Ama aileden kalan topraklardan kopmamışlar. Örnek verelim: * Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çay bahçesi sahibi. * Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Özak, fındıkçı. * Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, fındıkçı. * Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, fındıkçı. * Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, fındıkçı. * AK Parti Başkan Vekili Eyüp Fatsa, fındıkçı. * AK Parti Genel Sekreteri İdris Naim Şahin, fındıkçı. Bu liste uzar gider gitmesine de acaba insan kendi ürününe niye böyle bakar?
Çözüm modeli Türkiye'de dolaylı da olsa 8 milyon insan fındıktan geçiniyor. Ama gelin görün ki, Türkiye'nin bir 'fındık envanteri' bile yok. Envanter olmayınca ne oluyor? Tahminler, yüzde 20 sapıyor. Şu an Fiskobirlik'in elinde 52 bin, üreticinin elinde 20 bin ton olmak üzere toplam 70 bin ton stok var. Eğer bu yıl 660 bin ton rekolte gerçekleşirse elde 150 ile 200 bin tonluk stok oluşacak. Niye? Çünkü, Türkiye ortalama 500 bin ton kabuklu fındık ihraç ediyor. İç piyasada da 50 bin ton fındık tüketiyor. 2005 yılı sezon ortalama fiyatıyla elde kalacak 150 bin ton stok 750 trilyon lira ediyor. İşte kıyamet bu yüzden kopuyor. Çünkü taban fiyat açıklayan FİSKOBİRLİK, sadece fındığın yüzde 10'unu alabiliyor. Geri kalan ürünün bir bölümü tüccara, ihracatçıya gidiyor. Elde kalan fındık ise serseri mayın gibi dolaşıyor. Tehlikeli olan da bu. O yüzden herkese sesleniyoruz: Fındıkta sezonluk politika dönemi çoktan bitti. Lütfen çözüm arayın. Politikacı elini eteğini çeksin, inanın çözüm bulmak çok kolay. Nasıl mı? Önce, Fındık Kurulu kurulacak. Kurul, ilk iş fındık envanterini çıkaracak. Arkasından fındık, Vadeli İşlemler Borsası'nda (VOB) işlem görerek kayıt altına girecek. Daha sonra Fındık Kurulu, şimdi stok dediğimiz ama 'emniyet stoku' olacak fazla ürünü satın almak için 'Fındık Fiyat İstikrar Fonu' kuracak. Fon için yüzde 5 üreticiden, yüzde 5 ihracatçıdan kesinti yapılacak. Ve 'aganigi' popülizm hastalığından kurtulacak. Sıra, 18 bin çalışanı olan ve özelleştirme kapsamı dışında tutulan Çaykur'a gelecek. Ne dersiniz?
|