Basamakları teker teker tırmanmak
Geçen hafta açıklandı, bir Japon yılda ortalama 25 kitap okuyormuş. Bizde ise 6 kişi 1 kitap. Başka alanları bilemiyorum, ama okurluk açısından bir Japonun 150 Türke bedel olduğu anlaşılıyor. Kitap okuma oranını bir yana bırakalım. Okur sayısı açısından durum nedir acaba? Öyle ya, haftada bir olmasa bile, ayda en az bir kitap deviren okurlar var. Onlar olmasa 6'ya 1 oranı acaba ne ölçüde değişirdi?
Bugün yüzde kaçımız kitap okuru, bilmiyorum. Kitap okuru olmak bir yana, eline bir dergi, bir gazete alıp şöyle bir karıştıranların yüzdesi bile içler acısıdır sanıyorum. Dünle bugünü karşılaştırınca bu yüzdenin her geçen gün daha da düştüğünü görmek için uzman olmaya gerek yok. Neyse, ben kitap okuru olanları temel alayım. Neredeyse hepimiz masallarla başladık kitap okumaya. Benim okuduğum ilk kitap Grimm Kardeşler'in masallarıydı. Onu başka dünya masalları izledi. Edebiyatın kapıları özgün Andersen masallarıyla aralandı. Çocukluktan gençliğe adımımı atarken Pardayanlar, Jules Verne'in yapıtları... Sonra Reşat Nuri'nin Çalıkuşu romanı. Onu Orhan Kemal'ler, John Steinbeck'ler, Ernest Hemingway'ler, Panait Istrati'ler izledi artık. Faulkner, Sartre derken bir de baktım ki iflah olmaz bir kitap okuruyum.
Kitap okurluğunda, at yarışı deyimiyle, "start almak" elbette önemli. Birilerinin, bir şeylerin sizi özendirmesinin büyük payı var bunda. Ama aynı oranda önemli olan bir başka şey, okurluğu, yarışı sürdürmek. Bu da sanırım gençlik kitaplarıyla gerçekleşebilir. Masallarla başlayıp ortaokul, lise sıralarında bu "geçici heves"i bırakanları çok gördüm. Masallardan birdenbire çetin kitaplara atlayanları da. Bu ikinciler, genellikle, kitap okumanın beyni yormaktan başka bir işe yaramadığını, zaten yeteri kadar okuduklarını düşündüler, okurluklarını gazetelerin köşe yazılarıyla sınırladılar.
Bu yüzden, gençlik kitaplarını önemli buluyorum. Basamakları teker teker tırmandırmak, kitap okumayı sevdirmek, bir alışkanlık haline getirmek açısından bu tür yapıtların büyük yararı var. Ama gençlik kitapları okunuyor mu? Yazarlığın da, yayıncılığın da belki en nankör dalı bu. Çoğu genç, bu tür kitapları küçümsüyor çünkü. Onları "çoktan geride bıraktığı çocukluğunun" bir uzantısı olarak görüyor. Kitap okumayı bir alışkanlık haline getirmişse, "büyük kitapları"na yöneliyor. Basamakları üçer üçer atlayarak hem doruğa daha çabuk ulaşacağını sanıyor, hem de yetişkinler arasında yerini aldığına inanıyor. Ülkemizde yayımlanan gençlik kitaplarının sayısı ne kadar az. Her yıl binlerce kitap arasında kaçı bu tür arasında yer alıyor acaba? Kitabevlerine girdiğinizde ya çocuk kitapları görüyorsunuz raflarda ya da yetişkinlere yönelik yapıtlar. Bir gençlik kitabı bulabilmek için adeta dedektiflik yapmak zorundasınız.
Gençlik kitapları denilince insanın aklına bir soru takılıyor: Çocuk kitapları nerede biter, gençlik kitapları nerede başlar? Benjamin Spock'un bir listesi geçti elime. Dr. Spock, çocuk konusunda dünyaca ünlü bir uzmandı. Vietnam Savaşı'na karşı çıkmış, nükleer silahların yasaklanmasını istemiş, çeşitli politik eylemler içinde yer almış bir aydındı. En önemli on çocuk kitabını sıraladığı listede iki Mark Twain'e ( Tom Sawyer, Huckleberry Finn ), iki Robert Louis Stevenson'a ( Define Adası, Kara Ok ), üç Charles Dickens'a ( İki Kentin Öyküsü, Oliver Twist, Nicholas Nickleby ), bir Charles Kingsley'e ( Westward, Ho! ), bir Sir Walter Scott'a ( Ivanhoe ) yer vermiş. Liste Babar dizisiyle son buluyor.
Çocuk derken üst noktası 10 yaş olan bir piramiti düşünüyorum. 7-13 yaş kümesini bu piramitin içine koyuyorum. Bu açıdan bakılınca, Dr. Spock'un listesi belki ABD için geçerlidir. Ama o kitapları bizim çocuklarımızın keyifle okuması, anlaması konusunda kuşkularım var. Bunu söylerken o yapıtların "yabancı" olmasını kastetmiyorum. Düzeylerini ve temsil ettikleri anlayışı kastediyorum. Sözgelimi, Nicholas Nickleby düzeyinde bir roman, yerli olsun, yabancı olsun, ilkokul öğrencisine yukarıda sözünü ettiğim "start"ı verebilir mi? Bizde o çocuğa Halide Edip Adıvar'ın Sinekli Bakkal'ını önermek gibi bir şey olur bu. Dileğim, ülkemizde bu konuda biraz beyin jimnastiği yapılması... Adet yerini bulsun diye düzenlenmiş "Tatilde ne okuyalım" soruşturmaları yerine çocukların, gençlerin (yaş kümeleri de belirtilerek) ilginç bulacağı kitap listelerinin yayımlanması... Belki o zaman "5 kişiye 1 kitap"a yükseliriz.
|