|
|
Johnny Depp'in korsanı
Johnny Depp'in ikinci Karayip Korsanları'nı seyretme olanağını bulamadım henüz. Ama Atilla Dorsay'ın yazdığı eski bir yazıyı kitaplığımdan çıkarıp bir daha okudum. Atilla, üç yıl önce yazdığı yazıda 'bir düş sineması'nı, eski korsan filmlerini anlatıyordu. O yazıyı benim kadar keyifle okuyan pek az insan vardır sanırım. Eski filmleri tutkuyla anan kaç kişi kaldık ki... İlk gördüğü filmlerden birinin Kara Korsan olduğunu söylüyordu Atilla. "Dur durak bilmeyen bu 'technicolor' serüven, çocuk ruhumda öylesine heyecanlar ve fırtınalar yaratmıştı ki..." diyordu. "O filmi yıllar boyu unutamadım, ama hangi film olduğunu bilmiyordum, gerçekten de çok eski anılarımın sisi içinde yitip gitmişti." Derken televizyonda Henry King'in Siyah Kuğu adıyla oynatılan Black Swan filmini seyrettikten sonra, Kara Korsan olduğunu anlamış. "Benimle yaşıt birçok sinemaseverin de Kara Korsan'a bayıldığını ve fellik fellik onu aradığını öğrenmeyeyim mi? Yalnız bize ait olduğunu sandığımız kimi anılar ve izlenimler, ne denli çok paylaşılıyor, bilseniz şaşardınız..."
*** Black Swan'ı ben de seyretmiştim çocukluğumda. Tyrone Power'ı sevdiğim oyuncular arasına doruğa yerleştiren bir filmdi. Ama Atilla kadar şanslı değildim belki; çünkü filmi 'technicolor' değil, Antep'in Baydar Sineması'nda siyah-beyaz kopyasından seyretmiştim. Hatırladığım kadarıyla Kara Korsan değil, Kara Bayrak adıyla oynatılmıştı. Tyrone Power'ın yanı sıra Atilla'nın haklı olarak 'korsanlar kraliçesi' olarak nitelediği Maureen O'Hara da bir daha çıkmamak üzere 'gözdelerim' arasına girmişti. Yine de korsan filmi denilince benim aklıma ilk gelen, Korsanlar Kralı'dır. Paul Henreid'in oynadığı The Spanish Main. Çocuk yaşlarda en sevdiğim korsan filmi oydu galiba. Bunun bir nedeni de afiş kolleksiyonum arasında The Spanish Main'in afişinin de bulunmasıydı. Avlumuzdaki 'sinema tahtası'na üç günde bir onu çakar sökerdim. Şimdi düşünüyorum da ne fimlerin özgün afişleri varmış bende. Başta King Kong. Sonra Deniz Ejderi (arada bir televizyonda Denizde İsyan adıyla gösterdikleri Mutiny on the Bounty), Hint Mezarı, Mihracenin Gözdesi, Tarzan Maymun Adam... '36 kısım tekmili birden'ler... Dev Adam, Casus Kıran, Yüzbaşı Amerika. Yüzlerce afiş... Nakıp Ali'nin sinemasına hangi film gelse, bir afişi benim sandığı boylardı. Onların bir hazineye dönüşeceğini nereden bileyim o yaşta! Yıllar sonra Time dergisinde King Kong afişinin 80 bin dolara satıldığını öğrenince dudağım uçuklamıştı.
*** Korsanlar Kralı'nda Paul Henreid oynamıştı; ama asıl Korsanlar Kralı, Errol Flynn'di elbet. Sayılı Kahramanlar'dan Santa Fe'ye kadar nice western'lerde hayran olmuştuk ona, ama bizim için kovboydan önce korsandı. Avlularda oynarken hepimiz birer Kaptan Blood olurduk. Kimi filmler vardır, kuşaklar boyu aynı gözlerle izlenir. Sözgelimi, bir Bisiklet Hırsızları bugün 20 yaşında bir gençte bile bizim o zaman seyrederken duyduğumuz heyecana yakın duygular uyandırabilir. Ama kimi filmler, belirli bir dönem içinde yaşanmış, sonra sinema tarihi içinde yerini almıştır. O dönem içinde o sinemayı 'yaşayanlar' için anlamları çok başkadır onların. Kara Korsan'ı bugünün genç seyircileri bizim değerlendirdiğimizden başka türlü değerlendireceklerdir. Sevseler bile, bizim sevdiğimiz gibi sevemeyeceklerdir. Bu yüzden Johnny Depp'in oynadığı Karayip Korsanları pek fazla ilgimi çekmiyor. Bilgisayar başında özel efekt'lerle zenginleştirilmiş film, korsan filminden çok bilimkurgu filmi olur benim için. Johnny Depp'in de ne kadar başarılı olursa olsun, Errol Flynn'in, Tyrone Power'ın, Paul Henreid'in ellerine su dökemeyeceğini biliyorum.
|