kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   News in English
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Sabah Çocuk
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Gulse Birsel @ SABAH
 

'Pardon ya, anne oldum'!

Hani 40'lara yaklaşsan, Madonna'vari havalara girebilirsin, 'Anneliğin insanı güzelleştirdiğinden, hücreleri yenilediğinden' filan bahsedebilir, modern bahaneler bulabilirsin de... Sanki 30'ların başları, çocuk sahibi olmak için erkenmiş gibi bir hava var ortada!

Çok yakın bir arkadaşım kısa zaman önce doğum yaptı. Sevindik, ettik, bebeğe ve anneye hediyeler aldık, ziyaretlere gittik. Agucu yaptık, "Sana benziyor," dedik, kucağımıza alıp resim çektirdik. Yani aramızda çocuk sahibi olmuş ender kadınlardan olduğu için arkadaşımızı hiç garip hissettirmedik! Alaturkalık sınırlarında dolaştık! Altın aldık, 'diş buğdayı' seromonisine gidip buğday yedik, "Allah analı babalı büyütsün inşallah, tü tü tü tü"lere kadar gitti iş! Ne var ki... Devir öyle bir devir ki... 30'ların başında çocuk sahibi olmak, olmamaktan daha tuhaf! Hani 40'lara falan yaklaşsan, Madonna'vari havalara girebilirsin, "Anneliğin insanı güzelleştirdiğinden, hücreleri yenilediğinden" falan bahsedebilir, modern bahaneler (niye bahane bulunuyorsa) bulabilirsin de... Sanki fizyolojik olarak 30'ların başları, çocuk sahibi olmak için erkenmiş gibi bir hava var ortada! Çünkü 70'li yıllarda şehirlerde doğan kadınlar, henüz çocuk yapmayı planlamakta, belki henüz planlamamakta, hatta yeni evlenmiş bulunmakta, hatta hatta hayatını birleştireceği erkekle daha tanışmamış durumda.

ANNELERE BİR HALLER OLMUŞ
Bahsettiğim arkadaşım 30 yaşında evlendi, 33 yaşında da bebek yaptı. Mantıklı, hatta önceki kuşaklara kıyasla geç bile sayılabilecek bir zamanlama. Gel gör ki, kız arkadaş grubu, çocuk istemeyen evli bir kadın, henüz evlenmekte olan bir başkası ve evliliğin ufukta gözükmediği üçüncü bir kadından oluşuyor, ve bizimki kendini çocuk yaptığı için berbat hissediyor! Annesine benzemekten, hep dalga geçtiğimiz sabahtan akşama kadar bebek muhabbeti yapan kadınları hatırlatmaktan, bluzunda mama lekesiyle dolaşmaktan ölesiye korkuyor! Farkındayız ki bebeğinden her bahsedişinde, utanıp sıkılıyor ve için için onunla dalga geçtiğimiz hissine kapılıp hikâyeyi yarıda kesiyor! Ağız tadıyla bir "Dün oğlum agu dedi," anısı nakletmişliği, adam gibi bir bebek fotoğrafı göstermişliği, bir gıdımcık anneliğin zorluklarından bahsetmişliği yok! İçinde çok birikip patlayacak duruma gelirse söze "En nefret ettiğim şey, sürekli çocuklarından bahseden anneler ama, sadece komik bir olay diye anlatıyorum, yanlış anlamayın..." diye başlıyor! Israr kıyamet bebekle ilgili birkaç bilgi alabiliyoruz! Sürekli bir suçluluk duygusu, bir utanç, bir örtbas etme! Azıcık mesafeli dursak, sıkılmış gibi yapsak, bebeği tanımazlıktan gelecek, "Kim, bu mu? Bilmiyorum, yan masanın çocuğu olabilir," falan diyecek noktada! Ki, bir başkası, buna benzer bir şey yaptı da, hem de birkaç gün önce. Uzun yıllardır görmediğim bir arkadaşıma plajda rastladım. Bu esnada sürekli benim peşimde dolaşan, güneşlenirken beni seyreden, altı yedi yaşlarında, tatlı bir küçük kız dolaşıyor ortada. Arkadaşımın kopyası. Fakat biz sohbet ederken, biraz ileride durup sırıtan küçük kızı sahiplenen yok. Kız bana gülüyor, ben kıza gülüyorum, arkadaşıma bakıyorum, oralı olmuyor! En sonunda küçük kız gelip "Anne," deyince mecburen tanıştırıldı! Anne yarım ağız ve espri yaparcasına "Kızım," dedi! Görünüşe bakılırsa 24 yaşında evlenmişti, hemen çocuk yapmıştı ve itiraf etmek istemiyordu! Alelacele, aslında erken çocuk yapmanın bir yerde iyi bir şey olduğuna, şu anda, büyüdüğü için çocukla hiç ilgilenmediğine, hatta çocuğu olduğunun bile farkında olmadığına, artık kızıyla neredeyse görüşmediklerine, herkesin kendi hayatını yaşadığına dair, neredeyse mahcup bir tonla, abartarak bir şeyler anlattı! Sanırım ayarı kaçırıp "Zaten gelecek yıl da ayrı eve çıkacak," deme aşamasındaydı ki dalga gelip eşyaları ıslattı ve muhabbet bitti! Yahu annelik ne zaman utanılacak bir şey haline geldi? Yapmayın etmeyin. Hamilelik kıyafetleri hâlâ bu kadar iğrenç diye mi kötü hissediyorsunuz anlamıyorum ki! Tuhaf olan biziz aziz dostlarım, siz değil. En azından tıbben sağlıklı olanı siz yapıyorsunuz. Tabii tıbben sağlıklı derken, fiziksel sağlıktan bahsediyoruz. Psikolojik sağlık eski anneler kadar sağlam değil, onu söyleyeyim. Yeni annelere bir hal olmuş.

İKİNCİ ÇOCUK MU?
Eskiden çocuk sahibi olmanın sayısız güzelliklerini ballandıra ballandıra anlatan kadınlar gitmiş, ürkütücü doğum hikâyelerinden, mesleğini ne kadar özlediğinden, asla ikincisini yapmayı düşünmediğinden, kimseye bunu tavsiye etmeyeceğinden dem vuran, uykusuzluktan şikayet eden, gözleri dola dola vücudunun nasıl bozulduğunu anlatan, sonra sözü ayıp olmasın diye "Ama tabii çok seviyor insan da..." diye bitiren gönülsüz anneler gelmiş! Birisi, birinci doğumunda ağır bir depresyon geçirdiğinden, birkaç ay çocuğu görmek istemediğinden bahsediyor! İkinci doğumdan hemen sonra doktor antidepresanlara başlatmış! Zaten ikinci doğumu da istememiş de, işte. Bir başkası, yanında, bakıcı, bebek hemşiresi ve bu ekibin yardımcısından oluşan üç kişilik bir ekip olduğu halde, çocuk büyütmektense amelelik yapmayı tercih edeceğini söylüyor! "En azından gece evine gidip yatar uyursun, oooh, sorumluluk da yok," diye içini çekiyor! Tüm annelere sesleniyorum: Kendinize geliniz! Utanmayınız! Ayrıca da depresyon falan geçirmeyiniz! Dizinizi kırıp bir zahmet, birkaç sene evde çocuk bakınız! Söylenenlere göre hücreleri yenileyen bir durum bu annelik! Ayrıca Madonna da Britney Spears da çocuk yaptı, değil mi efendim? Ya Angelina Jolie'ye ne demeli? Ayriyeten bunların ileride yaşlandığınız zaman size baktıkları söyleniyor! Ben eski annelerin yalancısıyım!

    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
'Bunlarınki de aşk mı yani?'
Etrafımdaki herkes Reha...
MEHMET ALTAN
'Çocuklar korkunç Allah'ım'
Kendinizi pazar sabahının...
AYŞE KULİN
Tarihimizle yüzleşmek
Osmanlı çökerken yaşananları...
GÜLSE BİRSEL
'Pardon ya, anne oldum'!
Hani 40'lara yaklaşsan,...
ÖNCEL ÖZİÇER
Emre kaç, Çağla tut!
Onlar sürekli küsüp, sürekli...
KAZIM KANAT
Kendi evimizin bekçisi olduk
İngiliz-Alman bir konuda...
ERDAL ŞAFAK
Sünniler'in de hayran olduğu Şii
Irak mezhep savaşının...
Zorluk derecesi yüksek maraton
Zorluk derecesi yüksek maraton
SABAH Açıkdeniz Yat Yarışları, dün gece D- Marin...
Farnborough'da yüzler güldü
Farnborough'da yüzler güldü
İngiltere Farnborough'da yapılan yılın son havacılık fuarında...
Beyazlatma yöntemleriyle rahatça gülün
Estetik bir yüz için sahip olunması gereken en önemli detaylardan...
Japon mutfağı sadece suşiden oluşmuyor
Ünlü restoran zinciri Nobu'nun Londra'daki şubesinin baş aşçılığını da yapan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.