![](/gnysabah/i/1_pix_trans.gif) ![](/gnysabah/i/yazar_bugunku_yazi.gif) |
|
Bu Top'lara giren sakatlanır!
TOP Model yarışmasını düzenleyen ekibe minnettarım. Pazar akşamı adeta bir "Top Model - Yüksel Aytuğ Özel" programı yaptıkları için... Dakikalar boyunca benden ve naçizane yazılarımdan söz ettiler. Ne yalan söyleyeyim, onur duydum. Keşke yaptıkları zarif teklifi kabul edip, bu hafta konuk jüri olarak programa katılsaydım... Öncelikle sevgili Uğurkan Erez ve Armağan Çağlayan'a teşekkür ederim. Bir hafta boyunca bu köşede yazdığım tüm yorum ve istihbaratları teyit edip, doğruladıkları için... Bu yazıların etkisiyle midir bilinmez, ilk hafta birinci olan 5 yıllık profesyonel manken Meral Bayram'ın yerine, halkımız bu hafta yüzde 58'lik ezici bir oyla amatörler arasından seçim yaptı!.. Bir teşekkür de modacı Cengiz Abazoğlu'na... İsim babası olduğum "Ortopedist" lâkabını bu hafta da lâyıkıyla taşıyıp, büyük bir olgunlukla esprime katıldığı için... Bu haftaki önerim; stüdyoya bir röntgen cihazı kurulması ve Abazoğlu'nun röntgen filmleri üzerinden proporsion analizleri yapması!.. Hatta bu hafta fonda moda çekimleri yerine, adayların omurga röntgenleri yer alabilir. Ayrıca önerim üzerine Armağan Çağlayan'ın konuk jürilikten, asli üyeliğe terfi etmesini de yazılarımıza verilen değer ve önemin bir ifadesi olarak değerlendirdim. Yadırgadığım, sadece Deniz Akkaya'nın sitemleri ve buğulanan gözleri oldu. Hemen belirtmeliyim ki; amacım onu kırmak, incitmek, üzmek değildi. Sadece ilk hafta önüne gelen her manken adayına söylediği "Top model her alanda model olmalı" sözüne takılmıştım. Zira bu İngiliz mürebbiye tarzı, Deniz'in gerçek yaşantısına pek uzaktı. İtirazım sadece bunaydı. Deniz bu eleştirime karşılık, "İngiltere'deki yarışmada da Kate Moss host'luk yapıyor" dedi. Sevgili Deniz, iki yanlış ne zamandır bir doğru ediyor? Eğer Sabah değil de The Sun yazarı olsaydım, uyuşturucudan sabıkalı Kate Moss'un gençlere yönelik bir "rol model" yarışmasında yönlendirici olmasına da itiraz eden yazılar kaleme alırdım... Oysa ben, Deniz Akkaya'dan, geçirdiği kötü tecrübelerin ışığında gençlerin yoluna meşale tutmasını beklerdim. Model adaylarının yaşadığı eve gidip, "Bakın çocuklar, bugüne kadar benim şu, şu, şu hatalarım oldu. Sizler bunlara dikkat edin, benim hatalarıma düşmeyin" diye tavsiyelerde bulunmasını beklerdim. Yapmadı... Deniz, sitemlerinin bir bölümünde beni sevgisizlikle, kalp kırmakla da suçladı. Yoğun temposundan dolayı hatırlamıyor olabilir. Dizilerinin başarısız olduğu günlerde, onu her gördüğümde moral veren, iyi bir televizyon yüzü olduğunu ama bunu doğru projelerde kullanması gerektiğini söyleyip, onu yüreklendiren bendim. Dizileri başarısız olmuştu. Zira bu kadar magazinel ve sansasyonel bir kimliğin "mahallenin sıradan kızı" olarak ekranda kabul görmesi olanaksızdı. Deniz şimdi ekranda sempati topluyor. Neden? İlk kez "kendisi" olduğu için... Deniz'in hatırlamadığı bir anektod daha: Şamdan dergisinde çalıştığım yıllarda 5'inci yıl özel kapağı için Deniz Akkaya o unutulmaz melek kanatlı fotoğrafları çektirmişti. O kapak, Deniz'in kariyerindeki belli başlı sıçrama tahtalarından biri oldu. Şengül Balıksırtı ile birlikte o fotoğrafları seçen bendim. Ve... O fotoğrafların verdiği ilhamla sadece bir saat içinde "Deniz" temalı 5 şiir yazdım. Öyle şiirlerdi ki, Deniz'in fotoğraflarının yanına başka bir yazı yazmaya gerek kalmadı. Deniz'i o şiirler anlattı. Bu da kapak olur sanırım. Deniz'e değil, Şamdan'a...
|