|
|
|
|
|
|
'Kadının oyunlarını öğrendim diyecek kadar salak değilim'
Reha Muhtar hiçbir kadına ithaf etmediği bir kitaba imza attı. İçinde kadınlar, erkekler, aşklar ve ilişkiler var. Gözlemler, değerlendirmeler, deneyimler ve acılar... Neden hiçbir kadına ithaf edilmedi? Kendisine bunu sorduğumda dedi ki, "Kitapta kadınlarla ilgili çok fazla yazı var. İlişkilerle ve aşkla ilgili de... Bu kitap bir kadın düşünülerek yazılmadı! Hiç öyle değil... Kitabı yazarken de bunu özel bir kadına ithaf etmek içimden gelmedi."
BEN SADAKATSİZ MİYİM Reha Muhtar'ın 1 Ocak 2005'te yazmaya başladığı Mina'ya Mektuplar isimli kitabı, üç bölümden oluşuyor. İlk bölümün başlığı 'Konu Aşk Olunca İhanet Kaçınılmaz'... Burada aşkı anlatıyor Muhtar, tabii bir de ihaneti... Hülya Avşar-Kaya Çilingiroğlu, İclal Aydın-Tuna Kiremitçi gibi göz önündeki ünlülerin ilişkilerini değerlendiriyor, bazen ihanetin kaçınılmaz olduğunu dile getirerek kendisini de sorguluyor: "Ben sadakatsiz miyim?" Kitabında tüm kadınların oyuncu olduğunu yazıyor Muhtar. Diyorum ki, Siz bu oyunları oynamayı öğrenebildiniz mi? Kahkaha atıyor. "Oyunlarda kadınlar erkeklerden çok daha başarılıdır. Erkek bir kadınla oyun oynamayı beceremez" deyip kıvırmaya çalışıyor ama ısrar ediyorum, "Siz öğrendiniz mi oynamayı?" Bir kahkaha daha eşliğinde bu kez cevap veriyor: "Oyunları çözdüm diyecek kadar salak değilim!.."
KADIN DA DEĞİŞTİ Geçelim kitaptaki ikinci bölüme... 'Kadının Çalınan Hayatları' başlığı altında yer alan yazılarında bir başka ilginç konuya parmak basıyor Muhtar ve şöyle yazıyor: "Hayat her şeyi değiştirdiği gibi kadını da değiştirdi..." Nasıl değişti kadın diye sorduğumda; "Kimbilir hangi duygular eşliğinde yazmışımdır... Hepsini tek tek ele alıp konuşmak lazım. En iyisi bu bölümdeki değerlendirmeyi okura bırakmak" diye cevap veriyor. Üçüncü bölüm ise 'Hüzün Sizi Gülümsetir'... Burada erkekleri ele alıyor Muhtar. Erkeklerin aşklarına mercek tutuyor... Kitabında bir erkeğin ayrılık sonrası vereceği tepkilerle nasıl olduğunun ortaya çıkacağının altını çizen Muhtar'a soruyorum; "Adamın adam olduğunu nasıl anlayacağız?" "Erkeğin ne olduğu aşkı yaşarken değil, aşkı bittiği zaman belli olur. Yani bir aşk bittiğinde, bir zamanlar sevdiği kadına karşı ucuzlamıyorsa, onu hor görmüyorsa, onu aşağılamıyorsa, ona saygı duymaya devam edebiliyorsa o zaman erkek, erkek gibidir. Eğer bir zamanlar aşık olduğu, içinde yaşattığı kadını aşağılıyorsa, onu insanların gözleri önünde küçük düşürmeye çalışıyorsa bu makbul değildir." "Peki" diyorum, "Kitaptaki ünlülerden yola çıkarsak mesela Kaya Çilingiroğlu adam gibi adam mıdır?" Muhtar bir kahkaha daha atıyor ve "Tamam Belgin konuşmamız burada bitmiştir" diyor.
25 BİN ADET BASILDI Konuşmamızı tamamlarken; 25 bin basılan kitabından kimseye gönderilmediğinin altını çiziyor Muhtar: "Bana da gelmedi. Kimseye de gönderilmesini istemedim." İlk basıksıyla kitapçılardaki yerini alan Mina'ya Mektuplar 5 YTL'den satışa çıktı. Belgin ÇOBAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|